Senin şu sert konuşmaya çalışan korkak askerlerini dinlemeye bayılıyorum. | Open Subtitles | أحب الإستماع لجنودك النمل هؤلاء يحاولون أن يتكلمون بلهجة قاسية |
O işyerinde, çok sıkı çalışarak ailelerini geçindirmeye çalışan insanlar çalışıyor. | Open Subtitles | ذلك المعمل مملؤ بالعاملين الجادين . يحاولون أن ينفقوا على عوائلهم |
Bana zarar vermeye çalışan insanlar hakkında her zaman haklıyımdır. | Open Subtitles | أنا دائماً محق حين يتعلق الأمر بأناس يحاولون أن يؤذوني |
Çıkma teklifi aldığım erkekler genellikle beni yatağa atmaya çalışır. | Open Subtitles | أغلب الشباب الذين يريدون مواعدتى يحاولون أن يأخذونى إلى الفراش |
Bir bakıma, otel incelemesine kendilerini sokmaya çalıştılar, sizleri orada olduklarına ikna etmeye çalışır gibi yani. | TED | كانوا يدخلون أنفسهم في الرأي حول نقد الفندق, كأنهم يحاولون أن يقنعوك أنهم كانوا هناك. |
İlginizi kanıtlardan çekmek için, sizi karmaşık bir yola sürüklüyorlar. | Open Subtitles | بمحاولة منهم لإبعادكم عن هذه الأدلّة، فهم يحاولون أن يجعلوكم تضيعون. |
Bizim, sorunları çözmeye çalışan insanlardan ziyade, ünlülere dönüştürüldüğümüz bir gidişat var. | TED | وهناك طريقة ما تحولنا خلالها إلى مشاهير عوضًا عن أُناس يحاولون أن يحلوا المشكلة. |
Beni yaşamaya ikna etmeye çalışan ebedi bir topluluk mu? | Open Subtitles | حياة أبدية من الناس يحاولون أن يقنعونني بأن أحيا؟ |
Bizi hapse atmaya çalışan insanların ofisine gidersem ve masalarına bu hesaptan gelen bir çeki fırlatırsam beni cehennemin daha derinine mi yollar yoksa yukarı çıkmama yardımcı mı olur? | Open Subtitles | يعني أنه دخلت إلى المكتب الناس الذين يحاولون أن يضعونا في السجن الآن ووضعت الشيك من هذا الحساب على مكتبهم |
Bugün bu nötrinoları kullanarak zamanın başlangıcına kadar gitmeye çalışan bilim insanları bulunuyor. | Open Subtitles | هنالك علماء اليوم يحاولون أن يجدوا طريقة ليركبوا بها هذه النيوترينوات ويعودون على طوال الطريق الى بداية الوقت |
Muhtemelen dışarıda bizi öldürmeye çalışan adamlardan biridir. | Open Subtitles | محتمل أنه أحد الأشخاص الذين يحاولون أن يقتلونا |
Komik olmaya çalışan çocuklar da olabilir. | Open Subtitles | أتعلمون؟ من الممكن أنهم بعض الأطفال فقط يحاولون أن يكونوا مضحكين |
Tek yaptığınız, namusluca bir iş kurmaya çalışan, birkaç iyi adamın canını yakmak. | Open Subtitles | أنت بهذه الطريقة ستجرح بعضًا من الرجال الجيدين الذين يحاولون أن يبدأوا عملًا شريفًا. |
Arabayı bulmaya çalışan adamları da varmış ama plaka bulamamışlar. | Open Subtitles | ولديه أناس يحاولون أن يتعقبوا الشاحنة ولكن لم يكون هناك أيّ صحون |
Orada hayallerini yaşamaya çalışan insanlar var aslında. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه كان كذلك ثمة أشخاص يحاولون أن يعيشون أحلامهم |
Ne tür insanlar rahat görünmeye çalışır? | Open Subtitles | إنها تهدىء أعصابى أى نوع من الناس يحاولون أن يبدوا هادئين ؟ |
Polis sanki her an her yerdeymiş gibi göstermeye çalışır. | Open Subtitles | الشرطة يحاولون أن يدّعوا أنهم موجودين في كل مكان |
Yüksek seviye hackerlar en iyisi olduklarını kanıtlamaya çalışır. | Open Subtitles | أترين، كل هؤلاء المخترقين عاليّ المستوى بالخارج يحاولون أن يثبتوا أنهم الأفضل |
Sanki bir şey anlatmaya çalışır gibidirler. | Open Subtitles | مثل أنّهم يحاولون أن يخبروكِ شيئاً. |
İlginizi kanıtlardan çekmek için, sizi karmaşık bir yola sürüklüyorlar. | Open Subtitles | بمحاولة منهم لإبعادكم عن هذه الأدلّة، فهم يحاولون أن يجعلوكم تضيعون. |