Sadece işlerini yapmaya çalışıyorlar. Ve... Benden ne istediyseniz hepsini yaptım. | Open Subtitles | يحاولون القيام بعملهم فعلت كل شيئ طلبته منى |
Sadece işlerini yapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون القيام بعملهم فقط |
Senin için iyi bir şey yapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يحاولون القيام بشيئ لطيف لكَ |
Bu iş kolay değildir özellikle çevrede aynı şeyi yapmaya çalışan başkaları da varsa. | Open Subtitles | وهذا ليس بالأمر السهل عندما يتواجد أخرون حولك يحاولون القيام بنفس الشيئ بالظبط. |
Sadece işlerini yapmaya çalışan insanlara bağıran korkunç bir insana dönüştüm. | Open Subtitles | أصبحت ذلك الشخص الفظيع الذي يصيح على الأشخاص الذي يحاولون القيام بعملهم |
Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. | TED | هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات |
Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | يحاولون القيام بشيء. |
Çoğunlukla jüri üyeleri, tanıklar, işini yapmaya çalışan polisler yani Bagosa Ailesine zararı dokunabilecek herkes. | Open Subtitles | غالباً، قضاة، شهود، رجال شرطة يحاولون القيام بأعمالهم أي أحد بإمكانه أن يؤذي (عائلة (باغوزا |
Sonra, narsisistik tasarım var. Bu da şu; fantastik tasarımcı sadece başka bir fantastik tasarımcı için tasarlıyor. Sonra, benim gibi var olmayı hak etmeye çalışan ve bu yararsız işle uğraşmaktan son derece utanan ve onu başka şekilde yapmaya çalışan insanlar var. Ve, onlar ve ben, objeyi obje için değil sonuç için yapmaya çalışıyoruz, insanoğlunun yararı için, onu kullanacak kişi için. | TED | بعد هذا، هناك التصميم المغرور أو المعجب بذاته. إنه المصمم الرائع الذي يصمم فقط لمصممين رائعين. بعد هذا، هناك أشخاص مثلي، الذين يحاولون أن يستحقوا الوجود. والذين يخجلون من العمل في وظيفة غير مفيدة، الذين يحاولون القيام بذلك بطريقة مختلفة. ويحاولون، وأنا أحاول، لعدم جعل الغاية من التصميم لذاته، ولكن الغاية من التصميم النتيجة، من أجل تحقيق فائدة للإنسان، وهو الشخص الذي سيستخدمه. |
Biz bundan çok önce başlıyoruz, hiçbir ceset olmamasını umarak ve bu insanlar için, yapmaya çalıştıkları şey için, devasa bir bilgi havuzuna sahip bu davayı oluşturmaya çalışıyoruz. | TED | نحن نبدأ قبل هذه النقطه في الواقع, قبل ان توجد اي جثث, نحن نحاول بناء قضيه لمن هم الاشخاص وماذا يحاولون القيام به, وهذا يتضمن كميه هائله من المعلومات. |
yapmaya çalıştıkları şey küresel kaynakları yönetmek için bir tür sosyal sözleşme oluşturmak. | TED | في الحقيقة، ما يحاولون القيام به هو إحداث نوع جديد من العقد الاجتماعي لإدارة الموارد العالمية المشتركة. |
Sonuçtan ziyade yapmaya çalıştıkları şeyden dolayı değerli olduklarını biliyorlardı. | TED | عرفوا بأنه يتم تقييمهم لما يحاولون القيام به، وليس النتيجة النهائية. |