Kara Pençe Grimmlerle ilgili herşeyi yok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | المخلب الاسود يحاول تدمير كل شئ وهذا ما يفعلونه مع الجريم |
Frontal lobları yok etmeye çalışıyor gibi. | Open Subtitles | وهذا يشير إلى أنه يحاول تدمير الفص الجبهي |
Daha önce hiç fark etmemiştim çünkü hep kariyerimi mahvetmeye çalışıyor ama Bay Shue'nun çok güzel gözleri varmış. | Open Subtitles | لم الاحظ ذلك من قبل لأنه كان دائما يحاول تدمير مهنتي لكن السيد شو يملك عينين جميلتين بالفعل |
Yeniden kurduğumuz ilişkiyi mahvetmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول تدمير ما لدينا مرة أخرى |
Sen her dakika bu okulu mahvetmeye çalışan salak küçük bir adamsın sadece. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل صغير غبي يحاول تدمير هذه المدرسة في كل دقيقه |
Kamplar hakkındaki kanıtları yok etmeye çalıştı. | Open Subtitles | كان يحاول تدمير الأدلة التى تشير لكارثة المعسكرات |
Sana söyledim, çalışmamı yok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | قلت لك، إنه يحاول تدمير عملي. |
Belki bir daha hiç sahip olamayacağı bir şeyi yok etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما يحاول تدمير شيئ فقكرت بأنها لن تحصل عليه أبداً. |
Yıllardır, CIA yöneticilerinden birinin dünyayı yok etmeye çalıştığını söyleyip duruyordum. | Open Subtitles | يبدو أن مدير وكالة الإستخبارات المركزية يحاول تدمير العالم لسنواتٍ. |
Görevi yok etmeye çalışıyor. Çıldırmış. | Open Subtitles | هو يحاول تدمير المهمة إنه مجنون |
Valentine dünyayı yok etmeye çalışıyor Clary. | Open Subtitles | فلانتين يحاول تدمير العالم، كلاري |
Frank'i yok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لا يمكنك أخذ راحة (ذلك الرجل يحاول تدمير (فرانك |
Şimdi de Jason onunkini mahvetmeye çalışıyor. | Open Subtitles | والآن (جاسون) يحاول تدمير حياته. |
Beni kıskanan biri hayatımı mahvetmeye çalışan biri. | Open Subtitles | شخص ما حسود, أحد ما يحاول تدمير حياتي. |
Baban soyadımızı o canavarla birleştirerek... her şeyimizi yok etmeye çalıştı. | Open Subtitles | أبوكِ كان يحاول تدمير كل ما كان لدينا -بربط إسمنا مع ذلك الوحش |
Görevi yok etmeye çalıştı. Delirmiş. | Open Subtitles | هو يحاول تدمير المهمة إنه مجنون |
Sana söyledim, çalışmamı yok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | قلت لك، إنه يحاول تدمير عملي. |
Anahtarı yok etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يحاول تدمير هذا المفتاح |
CIA başkanının dünyayı yok etmeye çalıştığını yıllardır söylüyorum. | Open Subtitles | يبدو أن مدير وكالة الإستخبارات المركزية يحاول تدمير العالم لسنواتٍ. |