Adalet, Ohio'da çamaşırlarını katlayan ve bira içen insanlar içindir. | Open Subtitles | العدالة هي لمواطني أوهايو الذين يجلسون في منازلهم يحتسون الجعة. |
Bir saatten fazladır burada bekliyoruz ve ben arkada oyun oynayan ve kahve içen insanlar görüyorum. | Open Subtitles | نحن نجلس هنا لاكثر من ساعة و عندما انظر من حولي كل ما اراه هو ناس تلعب بالكرة و يحتسون القهوة |
Hiç sevmediğim bir grup insan, evimde dikilip içkimi içiyorlar. | Open Subtitles | هذه ليست حفلة بل أشخاص لا أحبهم واقفين بالأرجاء وهم يحتسون شرابي |
Hiç sevmediğim bir grup insan, evimde dikilip içkimi içiyorlar. | Open Subtitles | بل أشخاص لا أحبهم واقفين بالأرجاء وهم يحتسون شرابي |
Buranın insanı kızarmış yayın balığıyla ılık bira içer. | Open Subtitles | هؤلاء القوم قد يحتسون جعة دافئة بجانب سمك القرموط |
Yaşıtlarımın hepsi içki içiyor. | Open Subtitles | انتي تعلمين, جميع الشباب في عمري يحتسون الخمر. |
Benimle içki bile içmiyorlar, haksız mıyım? | Open Subtitles | لا يحتسون الشراب معي حتى، أليس كذلك؟ |
Onlar zaten Titanic'te kahve içiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحتسون القهوه اثناء مشاهده التايتنك |
Tüm gece içki içen ve çalışmayan teknedeki adamlardan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | أتعني الرفاق الذين في المركبة المُعطّلة، والذين كانوا يحتسون الخمر طوال الليل؟ |
Özel dikim pantolon giyip Bellini içen bir avuç erkekle bebek partisi veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تقيم حفلة قدوم المولود مع عشرات الرجال بسراويل مُفصّلة يحتسون البلينز |
Tabii ya. Martini içen arkadaşlar ayağı ne ya? | Open Subtitles | أجل ، وماذا عن حكاية (الرفقة الذي يحتسون المارتيني)؟ |
Yine balkabaklı kahve mi içiyorlar yoksa cinsel birleşme mi yaşayacaklar diye merak ediyorsunuz. | Open Subtitles | وما إذا كانوا يحتسون مزيداً من القهوة معاً، أو سيمارسون الجنس الليلة |
İçiyorlar. Ballarını falan yiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحتسون الشراب ويأكلون العسل |
(Gülüşmeler) Ama şimdi her gün beraber kahve içiyorlar. | TED | (ضحك) ولكنهم الآن يحتسون القهوة مع بعضهم البعض كل يوم. |
Evet, ayrıca bütün şarapları da içiyorlar. | Open Subtitles | أجل , و يحتسون جميع النبيذ |
Kahvelerini içiyorlar. | Open Subtitles | يحتسون قهوتهم |
Çoğu insan harekete geçmeden önce birkaç içki içer ve yemek sonrasını bekler. | Open Subtitles | أغلب الناس يحتسون بضعة مشروبات وينتظرون حتى تعطيهم الشجاعة الكافية للتحرك، عادة بعد العشاء. |
Sorma ya. Geldiğim yerde insanlar çok içer. | Open Subtitles | أجل أعرف ذلك، الناس من حيث أنا يحتسون الكثير |
Onun hakkında da konuşmayacağım. İçki içer misin, Rick? | Open Subtitles | هل أنتَ ممن يحتسون الكحول يا (ريك) ؟ |
Aztekler kakaoyu para birimi olarak kullanıyor ve kral ziyafetlerinde çikolata içiyor, savaşta başarı gösteren askerlere ödül olarak verip ritüellerde kullanıyorlardı. | TED | استخدم شعب الآزتيك حبوب الكاكاو كعملة نقدية وكانوا يحتسون الشوكولاتة في الأعياد الإمبراطورية ويكافئون بها الجنود لانتصارهم في المعارك واستخدموها في الطقوس الشعائرية. |
Neden konserden sonra benimle içmiyorlar? | Open Subtitles | لم لا يحتسون شراباً معي بعد الحفلة؟ |
Sebastian cremmington ve kardeşleri şafaktan beri içiyorlardı. Sebastian kusması gerektiğini biliyordu ama partiye devam etmek de istiyordu. | Open Subtitles | (سيباستان كريمنغتون) وأخوانه كانوا يحتسون الخمر منذُ طلوع الفجر. |