Gizli laboratuvarlarda haftalarca saklıyorlar kimse bunların nerede olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | إنهم يحتفظون بها في مختبرات سرية لا أحد يعلم أين مكان هذه المختبرات. |
Kendilerine saklıyorlar. | Open Subtitles | يحتفظون بها لأنفسهم. |
Onları önemli insanlara saklıyorlar! Ya ben başkan olsaydım? | Open Subtitles | هذا غير صحيح يا (روس) إنهم يحتفظون بها للأشخاص المهمين |
Dawn'ı öldürecekler. Eğer kıza daha önce ulaşırsak, yapamazlar. Onu nerede tuttuklarını biliyoruz. | Open Subtitles | لا إن وصلنا إليها أولا نحن نعرف المكان الذي يحتفظون بها فيه |
Silahları Starkwood tesislerinde tuttuklarını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بأنهم يحتفظون بها في مكانٍ ما في منشأة "ستاركوود" |
Onu asıl Yangtze'ye bırakmıyorlar. Küçük bir nehrin orada tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يتركونها في نهر اليانجتسي بشكل مناسب إنهم يحتفظون بها في أحد الأنهار الصغيرة |
Dinliyorum. Onu nerede saklıyorlar? | Open Subtitles | نعم نعم أنا منصت - أين يحتفظون بها ؟ |
Sadece onu nerede tuttuklarını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أين يحتفظون بها |
O tür şeyleri ekstra güvenliğin arkasında tutuyorlar. Bana biraz zaman kazandırır. | Open Subtitles | فإنهم يحتفظون بها تحت حراسة مشددة، ما يستمهلُ لي وقتًا مزيدًا. |
Muhtemelen kızı orada tutuyorlar. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم يحتفظون بها هناك |
Şimdilik kendi hastanelerinde tutuyorlar. | Open Subtitles | حتى الان هو يحتفظون بها في المستشفى |