Babama söylersin arabayla getirir. | Open Subtitles | يمكنك أن تطلب من أبيك أن يحضرها لك بالسيارة |
Parfümü için mahkeme emri çıkarın. Brass de kızı getirsin. | Open Subtitles | انظري إذا باستطعاتكِ إحضار مذكرة لعطرها و دعي (براس) يحضرها |
Aşçım bunu Fransız Karayipleri'nden getiriyor. | Open Subtitles | متعهد الأطعمة يحضرها من الكاريبي الفرنسي |
Sanırım çok erken geldik, ama Teyla'yı doğum yapması için buraya getirecek. | Open Subtitles | اعتقد اننا ابكرنا, لكن هو سوف يحضرها هنا لتلد الطفل. |
-Çok güzel, efendim. getirmesi için görevliyi çağıracağım. | Open Subtitles | -جيد جداً،يا سيدي،سأرسل الحمال لكي يحضرها إلى هنا |
- Neden direkt bize getirmemiş ki? | Open Subtitles | لماذا لم يحضرها لنا ؟ هذا سؤال وجيه |
Ben de içeri getirmesini söyledim. | Open Subtitles | لأنها تحتاج إلى إستبدال قطع غيار طلب منه أن يحضرها إلى هنا |
- Komi hemen getirir. - Hayır. | Open Subtitles | -جيد جداً،يا سيدي،سأرسل الحمال لكي يحضرها إلى هنا |
Hiç eve getirir miydi? | Open Subtitles | الم يحضرها إلى المنزل من قبل؟ |
Bu onu buraya getirir. | Open Subtitles | يجب هذا أن يحضرها لهنا |
Hah işte deden o adama ısmarladı, bunu getirsin bize diye. Osman amcan da tam tekmil bir yaz günü bütün bunları getirdi. | Open Subtitles | وطلب جدك من عثمان أن يحضرها له |
O Mu? Onu Buraya getirsin Ve Sonra O Yanıp Tutuştuğun- | Open Subtitles | حسناً , دعه يحضرها إلى هنا , و مِن ثم ... و بما أنك متشوقاً جداً للقليل من |
Ağabey bunu getiriyor, epitel hücrelerin cinayet aletinin üzerinde ne aradığını açıklıyor. | Open Subtitles | الأخ الأكبر يحضرها لتفسير لماذا خلاياه الظهارية على سلاح الجريمة بكامله |
- Cooper onları artık işe mi getiriyor? | Open Subtitles | كوبر يحضرها للعمل الآن؟ يا إلهي ، إنها هي |
Baba o kadar böbürlendin ki herhalde buraya bir ordu getirecek dedim. | Open Subtitles | من تفاخرك يا أبي، كدت أتوقع أن يحضرها جيشاً. |
Onu en kısa zamanda buraya getirecek, tamam mı? | Open Subtitles | سوف يحضرها إلى هنا بأسرع ما يمكنه، حسنٌ؟ |
Tedaviden sonra buraya getirmesi için Sanchez'e teslim etmişler. | Open Subtitles | " أخضعت للعلاج وأخرجت إلى " سانشيز الذي يحضرها إلى هنا |
Birinin gidip getirmesi gerek. | Open Subtitles | أظن أن شخص ما يجب عليه أن يخرج و يحضرها |
Katil onları yanında getirmemiş. | Open Subtitles | القاتل لم يحضرها معه |
Siktir, yanında getirmemiş. | Open Subtitles | تباً، إنه لم يحضرها معه! |
Bunun garip olacağını biliyorum ama ama sanırım Matty'nin konsere bir kız getirmesini istiyorum. | Open Subtitles | سيبدو هذا غريباً لكنني نوعاً ما أتمنى لو أن لـ(ماتي) فتاة كي يحضرها للحفل. |
Ayrıca pizzayı Palyaço Krusty'nin getirmesini istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن يحضرها (كرستي) المهرج |