ويكيبيديا

    "يحظى بحياة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir hayatı
        
    • hayatı olabilir
        
    Hayır, iyi bir hayatı olabilmesi için onu evlatlık olarak bıraktım ve sonra beni manastıra geri almadılar. TED لا، وهبته للتبني حتى يتسنى له أن يحظى بحياة كريمة، بعدها لم يسمحوا لي بالعودة إلى الدير.
    Üzülme ufaklık, çok güzel bir hayatı var. Open Subtitles لا تقلقي صغيرتي، إنّه يحظى بحياة رائعة. إنّه مُحاط بعالم رائع.
    Hiç bir zaman normal bir hayatı olamayacak. Hiç birimizin olmayacak. Open Subtitles لن يحظى بحياة طبيعية أبداً لن يحظى أحدنا بذلك أبداً
    Ve o çocuğun da kocaman mükemmel bir hayatı olacak. Open Subtitles وذلك الطفل سوف يحظى بحياة كبيرة ورائعة أيضــاً
    Bir insanın tüm bunların dışında nasıl bir hayatı olabilir ki? Open Subtitles كيف من المٌفترض لشخصاً ما أن يحظى بحياة خارج كل ذلك ؟
    Ben bunu göz ardı edersem bile bundan sonra normal bir hayatı olabilir mi? Open Subtitles لكي اتجاهل هذا لكي يحظى بحياة طبيعيه؟
    Normal bir hayatı olabileceğini, sahil kıyısında yürüyebileceğini falan sanıyor. Open Subtitles يعتقد بأنه قد يحظى بحياة طبيعيةويمشيفي الطرق...
    Bu çocuğun iyi bir hayatı olacak. Open Subtitles هذا الطفل لسوف يحظى بحياة رائعة
    Hala bir hayatı olabilir. Open Subtitles مازال يمكنه أن يحظى بحياة.
    Joe ölene kadar, Joey'in bir hayatı olmayacak. Open Subtitles جوي لن يحظى بحياة حتى يموت جو
    - Biz de gidebildiğimiz kadar uzağa gideriz. En azından sabah uyandığında burada benimle takılı kalmaz ve bir hayatı olabilir. Open Subtitles إذًا نبعدها لأبعد مكانٍ يُمكننا، ولمّا يصحى (ديك) أقلّه لن يكون عالقٌ معي بالصّباح، ويُمكنه أن يحظى بحياة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد