Demek ki mavi çanta taşıyan birini arıyoruz. | Open Subtitles | هذا يعني أننا نبحث عن شخص يحمل حقيبة زرقاء. |
40'ında hala çanta taşıyan bir adam olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن اكون رجلاً في الأربعينيات من عمره و يحمل حقيبة |
1.8 kilo dinamitle dolu bir çanta taşıyor, bir de otomatik patlatma cihazı. | Open Subtitles | في راستينجبرج ، اٍنه يحمل حقيبة أوراق بها أربعة أرطال من الديناميت و جهاز تتبع آلى |
Omzunda içi para dolu bir çanta taşıyor. | Open Subtitles | انه يحمل حقيبة سوداء مليئة بالنقود |
Hayır, mavi-sarılı çantası olan çocuğu... o Maya'nın oğlu... | Open Subtitles | كلا ، الطفل الذي يحمل حقيبة زرقاء وصفراء يكون ولد مايا |
Bu lobideki herkes lanet olası Evrak çantası taşıyor. | Open Subtitles | -كلّ من في الردهة يحمل يحمل حقيبة |
Spor çantalı bir adamın hızlıca ayrıldığını görmüşler. | Open Subtitles | شخص قد رئي يهرب بعيدا من مسرح الجريمة و يحمل حقيبة ذات نسيج صوفي غليط |
O gece başka kimin yanında çanta vardı peki? | Open Subtitles | "مَن عدا ذلك يحمل حقيبة معها بتلك الليلة؟" |
Kocam, sonra erkek arkadaşım çok seyahat ettiği için sakal bırakmadan ya da sırt çantası takmadan önce iki kere düşünüyordu. | TED | زوجي وثم صديقي فكر مرتان قبل أن يحمل حقيبة ظهر أو يربي لحية لأنه يسافر كثيراً. |
Tamam, Yates, dayanıklı bir çanta taşıyordu. Cihaz içinde olmalı. | Open Subtitles | كان (يايتس) يحمل حقيبة صلبة الغطاء، لابد أن الجهاز بداخلها. |
-Evrak çantası taşıyan ve.. ...köstekli saat takan kaç ortaokul öğrencisi vardır Tanrı aşkına? | Open Subtitles | إنه يعني، كم من طلاب الصف الثامن يحمل حقيبة وساعة جيب؟ |
Bir çanta taşıyan dört parmaklı bir adamı bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن ننتظر رجل ذو أربعة أصابع يحمل حقيبة |
- Evet, Bir çanta taşıyor. | Open Subtitles | نعم , يحمل حقيبة |
çanta taşıyor, acelesi var. | Open Subtitles | إنه يحمل حقيبة و هو في عجلة |
Ben sadece havalı çantası olan yakışıklı biriyle değil de grup halinde çalıştığınızı sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أنكِ كنت في مجموعة دراسة وليس دراسة مع شخص وسيم يحمل حقيبة أنيقة |
Şu boylarda, elinde şeker çantası olan küçük bir çocuk gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيت فتى صغيرا بهذا الطول يحمل حقيبة حلوى ؟ |
- Evrak çantası taşıyor. | Open Subtitles | - يحمل حقيبة. |
beni tanıtırken söylememişlerdi; Sürekli: "Orta doğulu, sırt çantalı bir adam. | TED | في الإذاعة الخاصة بالشرطة أثناء وصفهم لي، استمروا بالقول: "ذكرٌ شرق أوسطي يحمل حقيبة ظهر. |
- Spor bir çanta vardı elinde. - Fark etmedim. | Open Subtitles | ـ كان يحمل حقيبة ظهر ـ لم ألاحظ ذلك |
Olay yerine yaklaşan beyaz bir adam var. Üstünde yelek var ve elinde yeşil bir sırt çantası taşıyor. | Open Subtitles | رجل أبيض يحمل حقيبة خضراء يقترب من الهدف |
Burada çalışıyor. Bir çanta taşıyordu. | Open Subtitles | انه يعمل هنا كان يحمل حقيبة |
Kadın çantası taşıyan adamın dediğine bak. | Open Subtitles | توبيخ لاذع من رجل يحمل حقيبة |