Stonehenge'i bir nükleer reaktöre çeviriyor. | Open Subtitles | إنسياب هذه الموجات بإختصار يحوّل ستونيهينج إلى مفاعل نووي |
Daha sonra, pergel tüm Depo'yu süpürerek, obje enerjisine çeviriyor ve enerjiyi yeni Depo'ya yönlendirerek transferi tamamlıyor. | Open Subtitles | يحوّل كلّ طاقة المصنوعات اليدوية، توجّه كلّ تلك الطاقة إلى المخزن الجديد. وذلك الذي يكمل النقل. |
Çünkü House hasta tedavi etmeyi bir oyuna çevirdi. | Open Subtitles | لأن هاوس يحوّل العناية بمريضه إلى لعبة |
Boşaltım borusunu bu tarafa çevirdi. | Open Subtitles | إنه يحوّل أنبوب الإخلاء |
Yumuşacık kar, havası boşalınca kaya gibi sert buza dönüşür. Falez dibine yaklaşık 20 metre mesafedeyim ve önümde saf buzul var. | Open Subtitles | إزالة الهواء منه هو ما يحوّل الثلج الرقيق إلى الجليد الصلب |
İşletim sisteminiz komutları çalışabilir koda mı dönüştürüyor? | Open Subtitles | هل يحوّل نظام تشغيلكم إلى أكواد تنفيذية؟ |
Buradaki pek çok hayvan gibi onlar da güneş ışığını besine çeviren mikroskobik yosunlarla sıkı bir ilişki içerisindedirler. | Open Subtitles | على غرار العديد من الحيوانات هنا انهم يعتمدون على اقامة شراكة وثيقة مع الطحالب المجهريه أيّ يحوّل طاقة شمسية إلى الغذاء |
Yüksek enerji akımlarını dönüştüren virkatör adında ufak bir vakum tüpü bulacaksın. | Open Subtitles | ستجد أنبوب مفرغ صغير يسمى فيركيتور . ذلك يحوّل نبضات الطاقة العالية |
Tanrı kahveyi sidiğe nasıl çeviriyor acaba? | Open Subtitles | كيف يحوّل الله القهوة الي بول ؟ |
İnsanları alıyor ve onları para miktarına çeviriyor. | Open Subtitles | إنه يحوّل الناس لبنود ميزانية |
Sıvıyı gaza çeviriyor. | Open Subtitles | إنه يحوّل السائل إلى غاز |
Katı maddeyi gaz haline çeviriyor. | Open Subtitles | -إنّه يحوّل الكتلة الصّلبة إلى غاز . |
- İnsanları bombaya çevirdi. | Open Subtitles | يحوّل الناس إلى قنابل. |
Kont Starling'i keş şehrine çevirdi. | Open Subtitles | الكونت يحوّل مدينة (ستارلينج) لمدينة مليئة بالمدمنين. |
Birkaç gün içinde kurak alanlar yeşil taze otlara dönüşür. | Open Subtitles | ،خلال أيّام العشب الجديد يحوّل السهول القاحلة إلى مراعي نضرة التي ستُغري القطعان للعودة |
Buz sıvıya dönüşür ve püskürmeleri sağlar. | Open Subtitles | هذا ما يحوّل الجليد لسائل ويصنع الثورات |
Yazılım, standart klavyeyi Vietnam karakterlerine dönüştürüyor. | Open Subtitles | وهو يحوّل لوحة المفاتيح الإعتيادية إلى الحروف الفيتنامية. |
Havayı, ateşe dönüştürüyor. Ve tek seferde bir düzine adam öldürüyor. | Open Subtitles | إنه يحوّل الهواء إلى نار ويقتل العديد من الرجال في آنٍ واحد |
Buranın insanları çılgın bilim adamlarına çeviren neyi var böyle? | Open Subtitles | لمَ هذا المكان يحوّل الناس إلى مجانين علمٍ؟ |
Kurbanlarını tıpkı birer zombiye dönüştüren bir virüsün pençesinde. | Open Subtitles | وذلك من شأنه أن يحوّل ضحاياه إلى. حسنٌ، كيف ليّ أن أوصفه جيداً كالزومبي. |