Konuştuğum herkese göre burası Usame'nin saklandığı yer. | Open Subtitles | كل من تحدثت لهم يقولون ان اسامة يختبئ هنا |
Kendi cesedi yanı sıra birkaç ceset buldukları ve belki de bugün onun hayaletinin saklandığı yer. | Open Subtitles | ولعل شبحه لا يزال يختبئ هنا |
Olduğu zaman da program ya burada saklanmayı ya da kaynağa geri dönmeyi seçer. | Open Subtitles | وعندما تحدث، فالبرنامج قد يختار أن يختبئ هنا أو يعود الى المصدر |
- Eğer Drew burada saklanıyorsa, o bilir. | Open Subtitles | إن كان يختبئ هنا فسوف يعرف |
- Burada saklandığını size düşündüren bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل لديكم أسباب أنه يختبئ هنا ؟ لا ، ليس بالضرورة. |
Bu bölge onun saklandığı yer. | Open Subtitles | وكان يختبئ هنا. |
Olduğu zaman da program ya burada saklanmayı... | Open Subtitles | وعندما تحدث، فالبرنامج قد يختار أن يختبئ هنا |
Eğer Kurt Wilson bir yıldan beri burada saklanıyorsa, onu bulamayacağız. | Open Subtitles | لو كان (كورت ويلسون) يختبئ هنا لعامٍ، فإننا لن نجده. |
- Burada saklandığını size düşündüren bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل لديكم أسباب أنه يختبئ هنا ؟ |
- Burada saklandığını söyledi. | Open Subtitles | - قالت إنه يختبئ هنا. |