Her erkek baba olmak, okul takımına koçluk etmek ve bilim sergisi için yanardağ yapmaya yardım etmek gibi şeyler... | Open Subtitles | كل رجل يريد ان يصبح ابا يدرب فريقة لكرة القدم ويحضر معرض العلوم وايضا يرى البركان كبف يثور |
Üstelik ordu, ona eğitim almadığı bir görev verdi. | Open Subtitles | و علاوة على هذا يضعه الجيش في وظيفة لم يدرب عليها |
Şimdi iyi sporcular olsunlar diye başkalarını eğitiyor. | Open Subtitles | وهو الآن يدرب الآخرين على أن تصبح أفضل الرياضيين. |
Harris, kiliseye gider, okul-aile birliğinin yönetim kurulunda, kızının futbol takımının koçu, nadiren içer. | Open Subtitles | هاريس يذهب للكنيسة ضمن مجلس الطلاب و المدرسين يدرب فريق ابنته لكرة القدم نادرا ما يحتسي الخمر |
Cidden Ronny'i birkaç dandik şut attı diye antrenör mü yapacaksın? | Open Subtitles | أستدع روني يدرب لأنه رمى بضع رميات من القمامة |
Daha önce hiç basketbol koçluğu yapmadığı yada oynamadığı gibi... okul yönetimine aradıkları doğru kişini kendisi olduğunu kanıtlamayı başardı. | Open Subtitles | بالطبع هو لم يدرب او يلعب كره السله من قبل لقد اثبت الى الاداره انه ذلك الشخص الذى كانوا يبحثون عنه |
Onu böylesine etkilediğim için, takımımın koçluğunu üstlenmekten şeref duyacağını iletti. | Open Subtitles | احرجته احراجا كبيرا ما جعله يتشرف ان يدرب الفريق من اجلي |
O küçük çocuğu kim eğitiyordu bilmiyorum ama müthiş bir iş çıkarıyordu. | Open Subtitles | لم اكن اعرف من الذى يدرب هذا الصبى لكنهم قاموا بعمل مُذهل |
- Cory çocuk takımına koçluk mu edecek? | Open Subtitles | كوري براند سوف يدرب فريق البيسبول للاطفال'؟ |
Rachel ve Kurt glee kulübüne koçluk yapmak için geri döndüler ve Will, Vocal Adrenaline'in koçu oldu ve Blaine de Warblers'ın.. | Open Subtitles | عادوا لتدريب النادي و ويل يدرب الفوكال ادرينال و بلاين يُدرب الوالبرز |
Oturduk ve konuştuk, sonunda çok güzel bir ortaklığa dönüştü çünkü daha önce hiçbir engelli atlete koçluk yapmamıştı. Hiç ön yargıya kapılmamıştı. ne olduğum ya da ne yapamayacağım hakkında, Daha önce hiç koçum olmamıştı. | TED | جلسنا وتحدثنا وتحولت المحادثة إلى زمالة رائعة لأنه لم يدرب شخصا من ذوي الاحتياجات الخاصة من ذي قبل ولم تكن لديه مفاهيم واضحة عن الامر وعن ما استطيع او لا استطيع عمله، ولأني لم اتدرب من قبل |
Hiç eğitim almadığı bir görevi yerine getirmesi istendi. | Open Subtitles | أرسل ليؤدي واجباته على شيء لم يدرب عليه أبداً |
Bizim koçumuz Moskova'da eğitim almış. Bir Usta. | Open Subtitles | مدربنا يدرب في موسكو وهو أستاذ دولي كبير |
- Bana ne söylemek istiyorsun? - Bhuvan takımını eğitiyor. | Open Subtitles | ماذا اردت اخباري بوفان يدرب فريقه .. |
Max, Sidereal'i eğitiyor. | Open Subtitles | "ماكس" يدرب "سايديريال". Max trains sidereal. |
Bu dizi, eninde sonunda yatağa atacağı afetle şakalaşan hokey koçu Joey'i anlatıyor. | Open Subtitles | وهذا المسلسل وكأنه جوي يدرب هوكي يتبادل المزاح مع فتاة جذابة ونحن جميعنا نعلم أنه سيصل إليها في الأخير |
Hickory'de 50 yasında antrenör olmasını istemem. | Open Subtitles | لا أريده أن يدرب في ( هيكوري ) عند بلوغه الخمسين |
Babasının beyzbol koçluğu yaptığı sahaya gitmiş ve kale levhasının üzerinde durup fermuarını açmış penisini çıkarıp kale levhasının üzerine işemiş. | Open Subtitles | ذهب إلى ملعب كرة القاعدة حيث يدرب والده توجّه للصفيحة، فتح زمام بنطاله، |
Jake ise Ithaca Ulusal Bira Pong Takımı'nın koçluğunu yapıyor ve biz de bunun olimpik bir spor olması için dilekçe verdik. | Open Subtitles | جيك يدرب فريق إثيكا الوطني لكرة البيرة و قد طالبنا بجعلها رياضة أولمبية |
Evet, biliyorum. Bu yüzden yerine geçecek kişiyi eğitiyordu. | Open Subtitles | نعم, أعلم, ولهذا كان يدرب بديله |
Denizciler askerini iyi eğitir | Open Subtitles | يدرب سلاح البحرية جنوده جيداَ |
Kaynağımın verdiği bilgiye göre bu kitapçının altında Eşitlikçiler'in Çi-Bozma eğitimi aldığı bir depo mevcut. | Open Subtitles | وفقا لمصادري هناك قبو تحت متجر الكتب هذا يدرب فيه الايكواليست مانعي-تشي بشكل سري |
Pekala, ya bir suikastçıyı eğitmek için emir almışsındır ya da kendin de bir suikastçısındır. Bak, mesele bu değil. | Open Subtitles | حسناً, الا يجب ان افترض ان من يدرب قاتل يكون قاتلاً ايضاً |
Demek ki sen antrenman yaptıran antrenör Yuri'sin. | Open Subtitles | أنت يوري المدرب الذي يدرب ؟ |
Çalıştırırım. Demek çalıştıran çalıştırıcı Yuri'sin. | Open Subtitles | أقوم بالتدريب - إذاً أنت (يوري) المدرب الذي يدرب ؟ |
Başka bir oyuncuyu çalıştırıyordu. Bilgiye ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | -كان يدرب لاعباً آخر ، أراد معلومات . |