ويكيبيديا

    "يدرسون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • okuyor
        
    • eğitim
        
    • öğretiyorlar
        
    • öğretir
        
    • çalışıyorlar
        
    • ders
        
    • dersi
        
    • üzerinde
        
    • okuyorlar
        
    • okutmuyorlar
        
    • öğretmiyorlar
        
    • inceliyorlardı
        
    • inceliyorlarmış
        
    • inceleyen
        
    Neden mahalle arkadaşlarım benim iki ya da üç sene önce okuduğum ders kitaplarını okuyor? TED لماذا كان أصدقائي في الحي يدرسون ويقرأون مواد انتهيتُ منها منذ سنتين أو ثلاث؟
    Orda, kitapçıların olduğu yer, medrese, eğitim verilen yer. Open Subtitles هناك ، شخص اعسر من بائعة الكتب هي المدرسه حيث يدرسون
    DJ okulunda organik kimya mı öğretiyorlar? Open Subtitles هل يدرسون الكيمياء الحيوية في مدرسة تقديم الأغاني المسجلة.
    Öğretemeyenler, jimnastik öğretir. Open Subtitles الغير قادرين على التدريس يدرسون الرياضة
    Mesai arkadaşlarım,Charlotte DiLaurentis'in öldürüldüğü gecenin, güvenlik kayıtları üzerinde çalışıyorlar. Open Subtitles زملائي يدرسون صور المراقبة من الفندق ليلة مقتل شارولت ديلورانتس
    Bu grafik, Avustralya'da 20 yılı aşkın bir zaman diliminde Standart ve İleri Matematik dersi alan öğrencilerin sayısını gösteriyor. TED هذا الرسم البياني يوضح عدد الطلاب الذين يدرسون الرياضيات التقليدية والرياضيات المتقدمة خلال فترة 20 عامًا في أستراليا.
    Bugün sizle burada konuşurken, Kenya Hapishane Servisi kapsamında 63 tutuklu ve personel uzaktan öğrenme ile Londra Üniversitesi'nde hukuk okuyorlar. TED وبينما أتحدث إليكم اليوم، هناك 63 سجين وموظف في دائرة السجون الكينية يدرسون القانون في جامعة لندن عبر التعلم عن بعد.
    Okulda Tom Clancy okutmuyorlar. Open Subtitles عزيزتي ، إنهم لا يدرسون " توم كلانسي " في المدرسة
    Belli ki Roma okullarında tarihimizi öğretmiyorlar. Open Subtitles لاافترض انهم يدرسون تاريخنا في المدارس الرومانية
    Conrad'ın bilimadamları bu ortakyaşamı bir çeşit süper ilaç yapmak için inceliyorlardı. Open Subtitles علماء كونراد كانوا يدرسون هذا المتكافل ليخلقوا نوعا ما من المخدر الخارق
    Balinaların lisanını inceliyorlarmış, duygularını ve ruh hallerini tanımlamaya çalışıyorlarmış. Open Subtitles و كانوا يدرسون لغة الحيتان ، و يحاولون تخصيص ترددات للإنفعالات و لتحديد
    Selam ben Leigh Anne Tuohy. Çocuklarım Wingate'te okuyor. Open Subtitles مرحبا ، انا ليا آن تويي و ابنائي يدرسون في مدرسة وينجايت
    Çocukları yurt dışında okuyor, bu yüzden sadece ikisi gidebilir. Open Subtitles أطفاله يدرسون بالخارج على أيةٍ حال لذا يمكن لكلاهما مغادرة البلاد
    Binlerce dakika kaybediyoruz. Diğer okullarda, tam gün eğitim veriliyor. Open Subtitles في المدارس الأخرى, يدرسون خلال ساعة كاملة
    O çocuklar lise öğrencileri ve eğitim sistemi hakkında söylenen olumsuz klişe lafları adeta çürütüyorlar. Open Subtitles يدرسون في المستوى الثانوي ويُثبِتون عدم صحّة الافكار الرائجة عن مدارسنا
    Bu-- Sekreterlik okulunda neler öğretiyorlar yahu. Open Subtitles يا رجل, ما يدرسون فى مدرسة السكرتارية
    Şimdi kamu düzeni kursunda ne öğretiyorlar? Open Subtitles الان ماذا يدرسون فى مجال النظام العام؟
    "yapamayanlar ise, öğretir. " Open Subtitles ومن لا يستطيعون يدرسون
    Matematik çalışıyorlar ve tebrik kartı şirketinde nasıl yönetici olacaklar onu öğreniyorlar. Open Subtitles انهم يدرسون الرياضيات . ويتعلمون كيف يصبحون مدراء لشركات صناعة البطاقات
    Bizlerin aksine onlar yasa hakkında çok erken bir ders aldılar. Open Subtitles بعكس الباقين منا، هم يدرسون كل ما يخص هذا القانون
    Hiç değilse Latince dersi var ve öğrenciler merdivende çalışmak zorunda değil. Open Subtitles على الأقل لديهم فصول اللاتينية والأطفال ليس من الضروري أن يدرسون في أعمدة سلالمهم
    Kansas Üniversitesi araştırmacıları salyangozlar üzerinde çalışırken yüksek metabolizmanın soyu tükenen salyangozu bulmada tahminde bulunduğunu ortaya koydu. TED الباحثون فى جامعة كانساس كانو يدرسون الرخويات وجدوا أن ارتفاع الإيض تتنبأ بفصيلة الرخويات التى ستنقرض.
    Çünkü benim bitirdiğim bölümde okuyorlar. Open Subtitles لأنهم يدرسون نفس المجال الذي درسته
    Tatlım, okulda Tom Clancy okutmuyorlar. Open Subtitles عزيزتي ، إنهم لا يدرسون " توم كلانسي " في المدرسة
    O süslü kısa eğri çizgileri okulda öğretmiyorlar mı? Open Subtitles ألا يدرسون هذه الكتابة الفاخرة في المدرسة ؟
    izin verin açıklayayım. Araştırmacılar, ne çocukluk mutluluğunun belgeli özbildirimine bakıyor, ne de eski günlükleri inceliyorlardı. Veriler tamamiyle insanların TED ودعوني أُوضح لكم الباحثون لم يكونوا ينظرون في تقرير شخصي موثق عن سعادة الطفولة ولا يدرسون ايضاً الصحف القديمة البيانات تستند تماماً
    Bölgedeki benzin istasyonlarında bir şey çıkmadı ama cinayet mahallinin yakınında birkaç kamera buldum bazı profesörler hayvan göçlerini inceliyorlarmış. Open Subtitles لا شيء من محطات البترول في المنطقة، ولكنّي وجدتُ بعض كاميرات الفيديو بالقرب من مسرح الجريمة... بعض الأساتذة يدرسون أنماط الهجرة الحيوانيّة.
    1920'lerde, bulutsuları inceleyen astronomistler bulutsuların nasıl hareket ettiğini öğrenmek istedi. TED في العشرينات من القرن الماضي، علماء الفلك الذين يدرسون في نيبولي أرادوا معرفة كيفية تحرك المجرات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد