Program için İncil okuma grubunu çağıracak ve ruhuma dua okuyacaklar. | Open Subtitles | فستقوم بجمع جماعتها الدينية لكي يستمعوا لتلك المقابلة, ثم يدعوا لروحي |
Hükümet ve Senato , Amerikan halkından... astronatlar için bu akşam dua etmelerini istedi. | Open Subtitles | مجلسي النواب و الشيوخ تخطيا جلساتهما بسرعة سائلين المواطنين أن يدعوا الليلة من أجل رواد الفضاء |
Eğer bu adamlar iddia ettikleri kişilerse... o ajanların listesini... yazabileceklerini beklemek gayet makul bir şey olurdu. | Open Subtitles | واذا كانوا هم كما يدعوا سيكون منطقيا ان يستطيعوا كتابة قائمة باسماء هؤلاء الجواسيس |
İnsanlar hakkında az şey bildiğini iddia ediyorsun ama benimle ilgili her şeyi çözdüğün kesin. | Open Subtitles | هل تعلم ، بأن الذين يدعوا أنهم يستطيعوا معرفة خبايا النــاس |
Ve son olarak da, kendisine "Casanova" diyen, beni evimden ayıran ve beni, öldürmeye kalkışan adama sesleniyorum. | Open Subtitles | وأخيرا إلى الرجل الذى يدعوا نفسه كازانوفا |
Tatlım, adına çalıştığım adamlar patronundan istediklerini almadıkça gitmene izin vermezler. | Open Subtitles | حبيبتي الناس الذين أعمل معهم لن يدعوا أي أحد يذهب حتى يحصلوا على ما يريدون من رئيسك |
Bizden önce gelenler her savaştan galip çıkmadı ama bunun amaçlarını yok etmesine izin vermediler. | TED | أولئك الذين سبقونا لم يربحوا كل قتال خاضوه لكنهم لم يدعوا ذلك يقتل رؤيتهم. |
Düzen Efendileri buranın kontrol dışı kalmasına izin vermeyeceklerdir. | Open Subtitles | لوردات النظام لن يدعوا هذا يمر دون عقاب. |
- Babam benim için dua etmek isteyebilir. | Open Subtitles | . أبى ربما يدعوا من أجلى- . صفرى عندما تكونى جاهزة - |
Bazen ayın, sebep olduğu sorunları çözmek için onlara bir göktaşı göndermesi için dua ederlermiş. | Open Subtitles | "لقد كانوا يدعوا بأن يٌرسِل نيزك لعلاج المشكلة التي سببها القمر |
Herkes mutluluğunuz için dua etse bile. | Open Subtitles | حتى لو كان الجميع يدعوا . لك بالسعادة |
Sonrasında yere çökmüş dua ediyor. | Open Subtitles | وفي اللحظة التالية، هو على الأرض، يدعوا |
Demek istediğim, yine... bir tane gördüklerini iddia edenler ama ...hiç kimse bunu kanıtlayamıyor. | Open Subtitles | أعني ، هناك مرة أخرى البعض يدعوا انهم رأوا واحد ولكن... لا أحد يستطيع أن يثبت ذلك |
Sevdiğini iddia ettiğin birinin canını yakabilmeyi. | Open Subtitles | ... بأن ذالك الشخص يؤذي شخصاً ما و يدعوا ذالك محبة |
George, cinayetlerin çözüldüğünü iddia ettiklerini biliyor musun? | Open Subtitles | (جورج) هل تعلم أنهم يدعوا أن جرائم القتل حٌلت؟ |
Bunlar eşlerimizden ayrıldıktan sonra birlikte olduk diyen aldatan ilk insanlar değil. | Open Subtitles | اسمعي، لن يكونا أول الخائنين الذين يدعوا أنهم ارتبطوا.. بعد ان أصبحا كلا الجانبين أحرارا |
Kendine İsa diyen bir herif var. Benim gücümü almış. Üzerimde kullandı? | Open Subtitles | هناك رجل يدعوا نفسه بالمختار، إنه يملك قدرتي، لقد استخدمها علي |
Hector, kendisine "Defenstrator" diyen biriyle epeyce etkileşime geçmiş. | Open Subtitles | هكتور) تلقى) عددًا من البلاغات من شخص يدعوا نفسه "ديفنيستراتور" |
Bakın, onlar iki aceminin gelip onları yenmesine izin vermezler. | Open Subtitles | أنظري , إنهم لن يدعوا مستجدين يدخلوا ويأخذوا كل ما لديهم |
Anlattığı hikayenin saçma olduğunu jürinin görmesine izin vermezler. | Open Subtitles | محال أن أن يدعوا هيئة المحلّفين يرون مدى سخافة حديثه |
Kömürcüler bunun böylece kalmasına izin vermezler. Ne yapacağız? | Open Subtitles | قوم الفحم لن يدعوا هذا يمر مرار الكرام، فماذا سنفعل؟ |
Söyleyecek önemli sözleri vardı ve başarısızlık korkusu gibi saçma bir şeyin yollarına çıkmasına izin vermediler. | Open Subtitles | لقد كان لديهم امرٌ مهم ليقال, ولم يدعوا امراَ سخيفاً كالخوف من الفشل. |
İçlerinden birinin, Ayrılıkçıların savaşı kazanmalarını sağlayacak bilgiyi ele geçirmek için işkenceye uğramasına izin vermeyeceklerdir. | Open Subtitles | لن يدعوا واحد من شاكلتهم ان يعذب فى لان يسلم معلومات يمكنها |