Bunlara gösteri diyor. | Open Subtitles | لجميع هذه الكوارث المصغره انه يدعوهم مظاهرات |
Strigoi; bazı insanlar onlara böyle diyor Harlem'i, Bronx'un bir kısmını, Queens'i ve Manhattan'ın güney kısmını geri aldı. | Open Subtitles | أنقلبت الكفة، الستريجوي.. كما يدعوهم البعض، أستولو على عدة أماكن كانت تابعةً لكم في "هارليم" وأجزاء من برونكس، كوين |
Onlara " beşinci aşama lider " diyor. | TED | و هو يدعوهم قادة المستوى الخامس |
Chico'ya onları buraya davet etmesini söyledim. | Open Subtitles | شيكو اتبع تعليماتي قلت له ان يدعوهم الى هنا |
Çocukların davet etmesi için palyaço kılığına giriyor. | Open Subtitles | ، يلبسون كالمهرج و الأطفال يدعوهم إلى الداخل |
Tarzan onlara " aslan yiyen adamlar " diyor. | Open Subtitles | ترازان يدعوهم "الرجال الذي يأكلون الأسود." |
Onlara Federal Sinir Bozucu Saçmalık Bürosu diyor. | Open Subtitles | إنه يدعوهم المكتبا لفيدرالي للإزعاج |
Onlara Araştırma diyorsun, eski patronun Kuzey Işıkları diyor. | Open Subtitles | أنتِ تدعينهم بالباحثون. -رئيسكِ السابق يدعوهم بـ"نورثن لايتس ". |
Bunlara " buluş " diyor ve gerçekten çok zekice şeyler ancak ne yazık ki müziği dayanılır türden değil. | Open Subtitles | يدعوهم "اختراعات" وهم في الواقع ذكي ولكن أخشى موسيقاه ليس هذا النوع الذي يحتمل |
Bunlara " buluş " diyor ve gerçekten çok zekice şeyler ancak ne yazık ki müziği dayanılır türden değil. | Open Subtitles | يدعوهم "اختراعات" وهم في الواقع ذكي ولكن أخشى موسيقاه ليس هذا النوع الذي يحتمل |
Belansai onlara 'görünmez insanlar' diyor. | Open Subtitles | بيلانسي يدعوهم الناس الخفيون |
Criss buna eskimiş futbol topu diyor. | Open Subtitles | كريس يدعوهم بـ "تيمي الكبير ـ الكرة" |
Chico'ya onları buraya davet etmesini söyledim. | Open Subtitles | شيكو اتبع تعليماتي قلت له ان يدعوهم الى هنا |
Hedeflerini sokakta bulup evine partiye davet ediyor olabilir. | Open Subtitles | تعرف قد يكون يجد ضحاياه في الشوارع و من ثم يدعوهم الى منزله لحفلة خاصة |
Hep komiktirler insanlar bu yüzden onları düğünlere davet eder. | Open Subtitles | دائماً ما يقولون أشياء مضحكة، لذلك يدعوهم الناس للزفاف |
İtfaiyeciler geldiğinde... genellikle insanlar onları akşam yemeği için davet etmezler. | Open Subtitles | عندما يأتوا رجال الإطفاء، ليس بالعادة الناس يدعوهم للعشاء. |
Bir kısmı göçmendi, bir kısmı engelliydi ancak hepsi, bu dünyanın öz güvenli olmaya davet ettiği en son insanlardı. | TED | فمنهم من كانوا مهاجرين، في حين كان البعض الآخر من ذوي الإعاقة إلا أنهم جميعاً كانوا آخر الذين يدعوهم العالم ليتحلوا بالثقة |
Belki de asla davet etmemesi gereken cinsten misafirler.. | Open Subtitles | ربّما من النوع الذي عليه أنْ لا يدعوهم |