ويكيبيديا

    "يدعو إلى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    Onu bir bagaja kapatmaktan daha kurnazca bir şeyler lazım. Open Subtitles هذا يدعو إلى شيء أكثر إتقانا من رميها في الصندوق
    Gerçeklerden ayrılma, bir sürü fotoğraf çek ve cesaretini kaybetme. Open Subtitles التزام بالحقائق، أخذت الكثير من الصور، لا يدعو إلى الاحباط.
    Mide yanmasının ara sıra yaşanması çok endişelenecek bir durum teşkil etmiyor. TED إن نوبات حرقة المعدة المتقطعة ليست بالضرورة أمراً يدعو إلى القلق.
    - Ne diye beni de yanında getirdin ki? - Saygıdeğer bir intiba yaratıyorsun. Open Subtitles لا أعرف لماذا أحضرتنى معك مظهرك يدعو إلى الأحترام
    Korkacak bir şey yok demişti bana. Open Subtitles لقد أخبرني بأنه ليس هناك ما يدعو إلى الخوف
    bir doktorla çalışıyorum o da ümit var diyor iyi olacakmışım. Open Subtitles حسنا أنا أتابع المعالجة مع طبيبتي ووضعي أفضل الآن وتقول أن لدينا كل ما يدعو إلى الأمل بالشفاء وسوف أكون على ما يرام
    bir saattir Ajan Doggett'i arıyor. Open Subtitles هو يدعو إلى الوكيل دوجيت للساعة الماضية.
    1917 Temmuzunda, Alman parlamentosu Reichstag, ...Müttefiklerle barış görüşmesi yapılmasını talep eden bir yasa çıkarttı. Open Subtitles في يوليو 1917 البرلمان الألماني مرّر قرار يدعو إلى مفاوضات سلام مع الحلفاء
    Sadece manyetik alanı çalıştırdım. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles أنه فقط حقل مغناطيسي نشط لا شئ يدعو إلى القلق
    Böyle düşünmeni gerektiren bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك أى سبب يدعو إلى الظن بأن حالته هكذا ؟
    Bu bir parçalanma ama babanla olan ilişkini aşabilirsen başka bir yerde sevgiyi bulma şansın olabilir. Open Subtitles الأمر يدعو إلى الكآبة ولكن، إن كان بإمكانكِ أن تتجاوزي تلك الصلة بأبيكِ فيمكن أن تتبين لك احتمالات جديدة
    Maddi olarak, arabalar daha ucuz. O yüzden trene özendirecek bir şey yok. Open Subtitles مالياً، السيارة أرخص بكثير، لذلك ليس هناك حافز يدعو إلى السفر بالقطار.
    Doktor kalp çarpıntısının önemsenecek bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles أخبرني الطبيب بأن خفقان القلب ليس فيه ما يدعو إلى القلق
    İngiliz halkı, bugün haklı bir gururunuz var! Open Subtitles أيها الرجال الانجليز اليوم لديكم كل ما يدعو إلى الفخر
    Bu işin komik bir tarafı yok. Open Subtitles ماحدث لك أمرٌ لا يدعو إلى الضحك و التندر
    Orta yaşlı bir kadını elde etmeye uğraşıyorum ama direniyor ve deli ediyor ki bu çok ironik çünkü kendisi deli doktoru. Open Subtitles وقد قاومتني مما قادني إلى الجنون الأمر الذي يدعو إلى السخرية إذ أنها طبيبة نفسانية
    O yüzden endişelenecek bir şey yok ve gerçekten sınfıma gitmem gerekiyor. Open Subtitles لذا ليس ثمة ما يدعو إلى القلق يجب أن اذهب إلى الصف حقاً
    Hayır, sürekli söylemem hiç şüpheli bir durum değil. Open Subtitles لا شيء.. إن إلحاحي هذا لا يدعو إلى الارتياب
    Yani, kafa patlatıyorum ama biri beni neden kaçırmak ister, bir sebep bulamıyorum. Open Subtitles لقد أجهدت ذهني بالتفكير ولم أتوصل لسبب يدعو إلى اختطافي
    bir doktora git en iyisi. Open Subtitles كل ما تفعله لتقنع نفسك أن هذه مؤامرة، يدعو إلى القلق فعلاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد