Onun yerine yönetim kurulumuz olacak beş New York ailesinin liderleri tarafından yönetilen bir komisyon. | Open Subtitles | ستنتهي بدلا من ذلك سيكون لدينا مجلس إدارة لجنة يديرها رؤساء أسر خمسة في نيويورك |
Orada Dr.Alvarez tarafından yönetilen ilginç bir klinik var. | Open Subtitles | هناك عيادة غريبة يديرها دكتور الفارز |
Ortada, "BlackStar Books and Caffe" yazısının önünde duran adamım Baakir, ve aynı zamanda evinin bir bölümü olan bu mekanı işletiyor. | TED | ذاك في المنتصف هو باكير، يقف أمام مقهى ومكتبةِ بلاك ستار، التي يديرها بنفسه والتي تعد جزءا من بيته. |
Yani, sunucular bir ayak takımı gönüllü grubu tarafından yönetiliyor, | TED | إذاً فالمخدمات يديرها مجموعة مبعثرة من المتطوعين، |
Bu şirketle ve onu yöneten kişiyle ilgili inanılmaz şeyler duydum da. | Open Subtitles | لقد سمعتُ الكثير من الأمور المدهشة عن هذه الشركة والرجل الذي يديرها |
Kendine ait bir şirketi yoktu. Var olduğunu sanıyordu ama yoktu işte! O, sadece yönetiyordu. | Open Subtitles | لم يمتلك شركته الخاصة، ظنّ ذلك ولكنه لم يكن، كان يديرها فقط |
Pekâlâ, bunlar Roja tarafından yürütülen altı iş. - Güzel. | Open Subtitles | هذه هي المحلات الستة التي يديرها روها |
Yakınlardaki bir köyde bir falcının işlettiği mistik bir dükkan varmış. | Open Subtitles | قالوا لي ان هناك متجر سري في القرية التالية يديرها عراف |
Eğer Escher yönetiyorsa, Oz Büyücüsü gibi biri olmalı. | Open Subtitles | اذا كان أيشر هو من يديرها ، فهو يشبه أوز العظيم |
CIA'in gizli bir kolu olarak ABD topraklarında bulunan B613 koda adı ile faaliyet gösteren ve "Komutan" isimli bir adam tarafında yönetilen gizli bir örgüt tarafından profesyonel bir suikastçi olarak eğitildim... | Open Subtitles | كنت قاتل مدرب لفرع سر وسي اي اه على الأراضي الأمريكية يدعى بي 613 يديرها رجل يدعى "الأمر |
Özel bankacılar tarafından yönetilen hesaplarda. | Open Subtitles | في الحسابات التي يديرها مصرف خاص. |
- Sitwell'in zıttı isimli tüysüz ve şu sıralar sana çok sinirli olan bir herif tarafından yönetilen şirket. | Open Subtitles | -و هي نقيض (ستويل)=أجلس ثرياً التي يديرها رجل معين عديم الشعر قد يكون مستاء منك الآن |
Ama senin dağıtım zincirini keşler ve torbacılar işletiyor. | Open Subtitles | ولكن لديك شبكة توزيع يديرها مدمنون وتجار مخدرات . |
- Orayı 2 kardeş işletiyor. | Open Subtitles | يديرها شقيقان- اسمعت بآل مالفورد؟ |
Bunlar, internet üzerindeki gönüllü sistem yöneticileri tarafından yönetiliyor. | TED | يديرها نظام تطوع إداري لمن هو على الخط. |
Bu okul devasa bir hamster çarkı! Yetersiz bürokratlar tarafından yönetiliyor! | Open Subtitles | هذه المدرسة عبارة عن عجلة ركض للهوميستر يديرها البيرقراطيون العاجزون |
Yani özel bir operasyondu ama yöneten kimdi? | Open Subtitles | اذن كانت عملية خاصة لكن من كان يديرها ؟ |
Orayı da Jared Olyphant yönetiyordu. | Open Subtitles | والتى يديرها جاريد أوليفانت |
Crosby B613'ü ayrı bir birim olarak yönetiyordu. | Open Subtitles | لا أحد. كروسبي كان يديرها. |
Ripley, Don Timmons tarafından yürütülen, bir tesiste köpek dövüşünde, bulundu. | Open Subtitles | ولكن إنتهى المطاف بـ(ريبلي) في قتال كلابٍ في منشأة يديرها (دون تيمونس) |
Seni buraya getirip, Cehennem'e gönderecek olan çok kötü insanların işlettiği korkunç bir yer. | Open Subtitles | وهو مكان رهيب يديرها أشخاص سيئة للغاية الذين أحضروك هنا لترسلك إلى الجحيم. |
Nasıl şirketin başına geçip yönetilmesi gerektiği gibi yöneteceğini anlatırdı. | Open Subtitles | و كيف أنه سيتولّى إدارة الشركة و يديرها كما ينبغي |