O bana Yahudiliğin gizli ritüellerini göstermişti... ..ve ben de ona Katolik sırlarını. | Open Subtitles | وكنت أضع يديه على الأمور الغامضة في المسيحية |
O bana Yahudiliğin gizli ritüellerini göstermişti... ..ve ben de ona Katolik sırlarını. | Open Subtitles | وكنت أضع يديه على الأمور الغامضة في المسيحية |
El Zuhari'nin eline geçerse binlerce insanı öldürebilir. | Open Subtitles | إذا آل زهري وضع يديه على هذا، الآلاف من الناس سيموتون. |
Eğer olursa yerine gelecek başsavcının eline o dosyalar geçerse evim benim için bir hücreye dönüşür. | Open Subtitles | وإن حدثت و وضع المدعي العام التالي يديه على تلك الملفات فإن منزلي سيكون في زنزانة |
Sonra ellerini üzerime koydu ve bir sürü şey yaptı. | Open Subtitles | ثم وضع يديه على جسمي وفعل كل أنواع الأشياء بي |
Dön hemen arabaya. ellerini direksiyonda tut, kapılar açık kalacak. | Open Subtitles | عودة في سيارتك، فتح يديه على عجلة القيادة ، والباب. |
Beni yere itti. Sonra elleriyle gözlerimi kapattı. | Open Subtitles | لقد دفعني إلى الأرض، ثم وضع يديه على عينيّ |
Beni yere itti. Sonra elleriyle gözlerimi kapattı. | Open Subtitles | لقد دفعني إلى الأرض، ثم وضع يديه على عينيّ |
Chamberlain'in ödün verme politikası çöker ve Churchill gibi biri başa geçerse, geçen savaştan yüz kat daha kötü bir savaşın içine çekiliriz. | Open Subtitles | لأنه لو سياسة "تشامبرلاين" حول الترضية لا تتماسك وشخص مثل "تشرتل" يضع يديه على السلطة سيتم جرنا لحرب أسوأ من الحرب الأخيرة بمئات المرّات |
Kendini koruma yarası yok. Sizce yüzünü korumak için ellerini kaldırmış olması gerekmez miydi? | Open Subtitles | لا توجد لجروح للدفاع عن النفس ، ألا تعتقد أنّه كان يجب أن يضع يديه على وجهه للحماية |
Fakat hazır olduğunda, hiçbir şey yapmıyor ta ki ellerini boğazıma dayayıp, sıkmaya başlayana kadar. | Open Subtitles | ولكن عندما يكون مستعداً لا شيء يحدث إلى أن يضع يديه على رقبتي ويضغط عليها |
Ve sanki ölülerin ruhları durmadan elleriyle saçlarımı okşuyor. | Open Subtitles | وأشعر وكأن شبح يواصل تمرير يديه على شعري |
Beni alt kata indirdi. elleriyle ağzımı kapatmıştı. Beni mutfağa götürdü. | Open Subtitles | أخذني للطابق السفلي، واضعًا يديه على فمي وأخذني إلى المطبخ. |