Bu otobüs de ilerdeki otobüsle aynı yere mi gidiyor? | Open Subtitles | هل يذهب هذا الباص الى نفس مكان الباص السابق ؟ |
Bu küçük şey nereye giderse Bu bok topunu da yanında götürüyor. | Open Subtitles | أترى , أين ما يذهب هذا الرجل الصغير, يأخذ كرة القاذورات معه, |
Yani şimdi öğrenmemiz gereken gezegenin bütün Bu farklı ölçeklerde ne yöne gittiği ve bununla nasıl yaşayacağımız. | TED | لذلك، فما علينا أن نتعلمه الآن لمعرفة أين يذهب هذا الكوكب في كل هذه المستويات المختلفة ، والعمل معه. |
Para direkt olarak eğitime gidiyor ama içecek firmaları paylarını alıp, zengin oluyorlar. | Open Subtitles | وبدل أن يذهب هذا المال للتعليم فإن هذه الشركات تأخذه ويصبحوا من الأغنياء الفاحشين |
- Bu gece ofisimdeki tatil partisini unutma. | Open Subtitles | ليس لدينا حقا أن يذهب هذا المساء، هل نحن؟ |
Bu martini tanıtım partisi her Cuma gecesi saat 21.00 civarında yapılıyor. | Open Subtitles | يذهب هذا الحزب إعلان مارتيني قبالة كل ليلة الجمعة حوالي تسعة. |
Anne ya da babadan biri gitmeliydi. Demek istediğim Bu. | Open Subtitles | أعتقد أن أحد الوالدين كان يجب أن يذهب هذا كل ما عنيتة |
Bu iş mahkemeye vardığında, utanan kişi ben olmayacağım. | Open Subtitles | عندما يذهب هذا للمحكمة لا أريد أن أكون الأنسانة الذليلة |
Su ve kanalizasyon idaresinden, Bu tünelin nerede bittiğini öğreneceğim. | Open Subtitles | سأقوم بالتحقق من المياه والصرف حتى أعرف الى أين يذهب هذا النفق |
Bak, Bu adamı hemen üst kata alıp yüzündeki yaralarla ilgilenmezsem dokularındaki zarar yüzünden daha da çok acı çekecek. | Open Subtitles | انظر، ان لم يذهب هذا الرجل لغرفة العمليات لاعالج جروح وجهه ستتلف انسجته اكثر من الآن |
Bu kaybolunca, artık varolduğunu hissedemiyorsun. | Open Subtitles | قد يستدير لينظر إليك و عندما يذهب هذا الشعور |
Bu sabah gitmesi gerekiyordu ama midesi ağrıyordu. | Open Subtitles | كان يُفترض أن يذهب هذا الصباح، لكن آذاه بطنه. |
Bu şey dördüncü düzeye geçmesin diye kıçımı yırtıyordum. | Open Subtitles | لقد كان يتمّ طردي كثيراً لكي لا يذهب هذا الأمر إلى هذا الحد |
Belliki Bu hiçbirimize umut olmayacak ama.. | Open Subtitles | مِن الجليّ، لن يذهب هذا في الطريق الذي تمنّيناه |
Bu para doğruca çörek dükkânı birikimimize gidiyor. | Open Subtitles | هذا محمّس ، سوف يذهب هذا الى ميزانية مشروع الكعك |
Ailesi ölmüş, ve başka ailesi yok peki Bu adam nereye gidiyor? | Open Subtitles | والداه ميّتان، وليس لديه عائلة أخرى، لذا فأين يذهب هذا الرجل؟ |
Bu otobüs nereye gidiyor ki? | Open Subtitles | اسمعي ، إلى أين يذهب هذا الشيء بحق الجحيم ؟ |
Gol alanına doğru gidiyor. Oldukça iyi bir koşuydu. | Open Subtitles | لأعلى الملعب يذهب هذا طلب كرة رائع |
Bu herif nereye gidiyor? | Open Subtitles | بحق الجحيم ,الى أين يذهب هذا الرجل |
Asansör nereye gidiyor? | Open Subtitles | أين يذهب هذا المصعد؟ |