İyimsi bir insan kesinlikle yine de hata yapar. | TED | أشخاصًا أفضل، بكل تأكيد لا يزالون يرتكبون الأخطاء. |
Andy, sana güveniyorum. Goonie'ler hep hata yapar. | Open Subtitles | أندي, أنا أصدقك الجونيز دائما يرتكبون الأخطاء |
Ama polisler de hata yapar. Ayrıca hatayı yapan Eddie'ydi. | Open Subtitles | لكن الشرطيين يرتكبون الأخطاء، كما أنك لم تقترف أي خطأ بل إيدي هو المخطىء |
Biraz ekspreso alıyorum diye surat yapıyorlar bana. | Open Subtitles | إنهم يرتكبون قرارات وقحة عليّ لأني أردت بعضاً من القهوة بالحليب |
Sanırım biri kanlarına bir şey enjekte edip cinayet işlemelerini sağlıyor. | Open Subtitles | , اظن ان احدهم خدر الرجال ثم جعلهم يرتكبون تلك الجرائم |
- suç işlemeye zorlayabilir. | Open Subtitles | يكونون مجرمين أكثر حينما يرتكبون الجريمة |
Azizlerde hata yapar. Önemli olan farkına varmaktır. | Open Subtitles | حتّى القديسون يرتكبون الأخطاء الشيء المهمّ أن يتعلّموا منها. |
Aşırı çalışan polisler, hata yapar. Hatalar da bu departmanın daha az dava çözmesine sebebiyet verir. | Open Subtitles | رجال الشرطة الغارقين في العمل يرتكبون أخطاء تخفّض معدّل حلّ القضايا في الدائرة |
Yorgun doktorlar hata yapar ve sorumlusu hastane olur. | Open Subtitles | الأطباء المنهكون يرتكبون الأخطاء والمستشفى مسؤولة |
O da bir insan ve insanlar hata yapar ve bu hataları kabullenip düzeltirler. | Open Subtitles | هو رجل ورجال يرتكبون الأخطاء ويجب أن يعترفوا بها . ويقوموا بتصحيحها |
İyi adamlar da hata yapar. Şartlar öyle gerektiriyorsa tabi. | Open Subtitles | حتى الرجال الصالحون يرتكبون أخطاءاً إن كانت الظروف تجبرهم على ذلك |
İnsanlar hayatta hata yapar. Ben yaptım. | Open Subtitles | تعلمين , الناس يرتكبون أخطاءً في حياتهم , أنا ارتكبت اخطاء |
Ebeveynler, çocukları konusunda pek çok hata yapar. | Open Subtitles | الاباء يرتكبون اخطاء كثيرة .. مع اطفالهم |
Polis memurları da insandır ve onlar da hata yapar. | Open Subtitles | بأنّ ضُباط الشرطة بشر وقد يرتكبون الأخطاء. |
Ama evlat, bazı insanlar kesinlikle kötü şeyler yapıyorlar, değil mi? | Open Subtitles | لكن يا للعجب، فبعض الناس بالخارج يرتكبون بالتأكيد جرائم قاسية، أليس كذلك؟ |
İnsanlar onları rastgele şifreler kadar iyi hatırlayamıyor, ve daha uzun oldukları için yazmak daha uzun sürüyor ve insanlar onu yazarken daha çok hata yapıyorlar. | TED | لم يتذكر الناس عبارات المرور بشكل أفضل من تذكر كلمات المرور العشوائية ولأن عبارات المرور أطول فإنها استغرقت وقتًا أطول في كتابتها مما جعل الناس يرتكبون أخطاءً أكثر عند إدخالها |
Hata yapıyorlar. Ben Hacı'yı otuz yıldır tanırım. | Open Subtitles | انهم يرتكبون خطأ فظيعاً أنا أعرف "حاجي" منذ ثلاثون عاماً. |
Andrei gibi masum insanlara şantaj yapıp suç işlemelerini ve para getirmelerini sağlıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يقومن بأبتزاز الناس ألابرياء يجعلونهم يرتكبون الجرائم ليسقطو من عليهم ديونهم |
Bu insanlar şehre geliyor, suç işliyor ve gidiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يأتون الى المدينة يرتكبون جرائم و يغادرون |