Bütün doğal kaynakları tükettikten sonra da Gidiyorlar. | Open Subtitles | وبعدما يستنزفون كل الموارد الطبيعية به يرحلون |
Tabut orada, hazır açılmış mezar orada sonra Gidiyorlar ve işte bu. | Open Subtitles | التابوتَ موجود وكذلك الحفره يرحلون عنا وتنتهي القصه |
Geçen hafta kapıya bazı Yehova Şahitleri geldi ve ben Gitmelerine izin vermedim. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي بعض البائعين المتجولين رنّوا بابنا ولم أجعلهم يرحلون |
Yapabilecekleri tek bir şey biliyorum o da adayı terk etmek. | Open Subtitles | أعرف شيء واحد يقدروا عليه هو أنهم يرحلون من الجزيرة |
Onlara karşı dürüst ol. Bu onları serbest bırakacaksa bile. | Open Subtitles | كوني صادقة معهم ، حتى لو عنى ذلك تركهم يرحلون |
Baskınlardan bıktıklarında, giderler. | Open Subtitles | عندما يضيق بهم سُبل العيش أو يُشن عليهم غارة ، فإنهم يرحلون. |
Tamam beyler, çantaların benim paramla dolu olduğundan emin olalım, o zaman ödül avcılarımızın gitmesine izin verebiliriz. | Open Subtitles | حسناً، أيها السادة لنتأكد أن هذه الحقائب محملة بمالي و سندع صائدي الجوائز يرحلون |
Hiç olmazsa erkek örümcek yüzünde gülümsemeyle gidiyor öbür tarafa. | Open Subtitles | على الأقل يرحلون و ابتسامة مرسومة على وجههم |
Birşeyler yaparsınız, insanlar çıkar gider. | Open Subtitles | تقوم بأفعال، الناس يرحلون فقط؟ |
onları burada tutan şeyden kurtulduktan sonra Gidiyorlar. | Open Subtitles | بعد أن يتركوا هم ما يبقيهم هنا . . فانهم يرحلون هكذا |
Tüm hayatın boyunca biri yanında oluyor ve birden Gidiyorlar. | Open Subtitles | إنه شخص يكون معك حياتك بأكملها ومن بعدها يرحلون |
- İyi haber - Hemen mi Gidiyorlar? | Open Subtitles | تلك أخبار جيّدة هل هم يرحلون حقا؟ |
Evini yakıp Gitmelerine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لن نسمح لهم أن يحرقوا و يسلبوا، و من ثم يرحلون |
Hayır! onları burada tutamayacaksın! Gitmelerine izin vereceksin! | Open Subtitles | لا انت لن تبقيهم هنا يجب ان تدعهم يرحلون |
Sen gelipte kapıları çalan ve sonrada terk etmeyenlerden misin? | Open Subtitles | أنتم من هؤلاك اللذين يطرقون الأبواب ولا يرحلون ؟ |
İki yetişkin oğlum var. serbest bırakmak nedir bilirim. | Open Subtitles | لدي ولدين راشدين وأعرف معنى تركهم يرحلون |
Ben onları bulurum, keşfederim, hayatlarını yaşanabilir hale getiririm ve sonra da giderler. | Open Subtitles | أجدهم ثم أكتشفهم، ثم أجعلهم يتنفسون الحياة ثم بعد ذلك يرحلون عني |
Onların gitmesine izin vermek kötü bir fikirdi. | Open Subtitles | لم يكن يجب ان نتركهم يرحلون انها فكرة سيئة |
Sizin gibi tipler kızlara bok gibi davranıp gidiyor. | Open Subtitles | الشباب مثلك, يسفّلون بالفتاة ومن ثم يرحلون, لم يحدث أي ضرر. |
Çocuklar her zaman gider eninde ya da sonunda. | Open Subtitles | الاطفال سوف يرحلون عاجلا ام آجلا |
- Birileri intikam peşinde. - Bugünlük bırakalım gitsinler anne. | Open Subtitles | مزاج أحدهم يميل إلي الانتقام لندعهم يرحلون اليوم |
5 kişilik grup hesabı. Gitmelerini istemeyiz. | Open Subtitles | انها فاتورة بخمسة آلاف لا نرغب بجعلهم يرحلون |
Hatta giderken üstlerini çıkarsınlar. Eller. Kimse benim gibi düşünmüyor mu? | Open Subtitles | ربما يخلعون قمصانهم عندما يرحلون إرفعوا أيديكم أنا أعرف كيف تشعرون |
Verdiklerini çıkartabiliriz, ama o şey bir kez gittiğinde, yerine koyacak hiç bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | يمكننا أن نصلح أمورهم، لكن حينما يرحلون. يعود كلّ شيء كما كان عليه |
- Mille Collines'den ayrılamazlar. - gitmiyorlar! | Open Subtitles | لن يستطيعوا ترك ميل كولين - لن يرحلون - |
Balıkların birlikte hareket etmeleri, deniz aslanlarının aklını karıştırdığından, ...başka bir yerde, daha kolay bir av bulmak için ayrılıyorlar. | Open Subtitles | بالتحرّك سويّة، فإن السمك يشوّش على أسود البحر كثيراً لدرجة أنهم يرحلون ويبحثون بمكان آخر عن أهداف أصغر وأقلّ صعوبة. |