Çocuklar orada öylece yatıyorlardı. | Open Subtitles | الأطفال كانوا يرقدون هناك وكانوا ساكنين جدّاً. |
Onlar ben oraya geldiğimde yatıyorlardı. | Open Subtitles | كانو يرقدون هناك عندما جئت . |
Bütün ölenlerimiz huzur içinde yatsın ve biz, her birimiz bu kadar çok insanı mutlu ettiği için, Tanrı'ya şükredelim. | Open Subtitles | لعل الراحلون يرقدون بسلام... ولعلنا جميعاً وكل واحد منا... يحمد الله على إنسانة جعلت الكثيرين سعداء |
Lütfen, bırakın Seçilmişler huzur içinde yatsın. | Open Subtitles | رجاءً، دع الأصفياء يرقدون بسلام. |
Ve hepsinden önemlisi güzel genç bir kadın ve sevgilisi birbirlerinin kollarına sarılmış, ölü bir şekilde yatıyorlar. | Open Subtitles | و فوق كل ذلك لدينا امرأة جميلة و عشيقها يرقدون موتى بين ذراعى بعضهما |
Şey, James, adamlar yüksek dozda elektriğe maruz kaldılar ve yerde öylece yatıyorlar, yani hayır devam edemeyecekler. | Open Subtitles | حسنًا جيمس إنهم كانوا تجربة لجرعة كهربائية أخلاقية والآن يرقدون على الأرض ويصدر منهم أزيز بالتالي هي لا |
Huzur içinde yatsın. | Open Subtitles | علهم يرقدون في سلام |