Annem ve babam tatilini bizimle birlikte gölde geçirmeni istiyorlar. | Open Subtitles | أبي وأمي يريدونك أن تقضي عطلتك معنا في البحيرة |
Elysée Sarayından biriyle ilişkiye girmeni istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تقيمي علاقة مع شخص ما مسؤول في قصر الاليزية |
Tabii. Bu gece programa çıkmanızı istiyorlar. | Open Subtitles | بالطبع, يريدونك أن تظهر على البرنامج الليلة |
Konuşmayı kontrol altında tutarlar. Konuşmayı kontrol ederken de istedikleri şeyi düşünmenizi sağlamak zorunda değiller. | TED | إنهم يتحكمون بالنقاش، وبالتحكم في النقاش، لا يتعين عليهم دفعك للتفكير فيما يريدونك أن تفكر به. |
Ölüm tek çözüm ama senin ölmeni istemiyorlar. | Open Subtitles | الموت هو العلاج الوحيد .. ولكنهم لا يريدونك أن تموت هم يعلمون كم من الخير المتبقى لتفعله |
Sonra adamlarınız sizin ahıra gelmenizi istediler. | Open Subtitles | وبعد الإفطار , العاملين يريدونك أن تذهب لأسطبل الخيل لترى الحصان الجديد |
Çocukların alınma saatinde bütün gün onlarla birlikte olan öğretmenler sizin çocukları gelip zamanında almanızı isterler. | TED | في وقت الانصراف، المدرسون الذين قضوا مع أطفالك طيلة اليوم، يريدونك أن تكون هناك في الموعد المحدد لتتسلم أطفالك. |
Daha açık konuşmanızı istiyorlar. Ne yapmalarını istiyorsunuz? | Open Subtitles | يريدونك أن تتكلم بشكل أكثر وضوح ماذا تريد منهم؟ |
San Diego'ya gidip önden yardımcı olmanı istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تذهب إلى سان دييغو وتساعد في التقدم. |
Seni uzun ve alımlı gösteriyor. Bunu istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تبدو طويلاً ومبهرج يريدون ذلك |
Bu adamlar yüksek mahkemeyi umursamıyor. Olayı örtbas etmek istiyorlar. Çekip gitmeni istiyorlar. | Open Subtitles | الزعماء لا يولون اهتماماً بهذة القضايا يريدونك أن تنسحب |
Makiniste, bir sonraki istasyonda treni durdurmasını söylemeni istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تخبر المهندس للتوقّف في المحطة القادمة. |
Parayı almanı ve 405 nolu yoldan kuzeye sürmeni istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تأخذ الأموال وتـتـّجه شمالاً على الطريق 405 |
Parayı almanı ve karayoluyla kuzeye gitmeni istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تأخذ الأموال وتـتـّجه شمالاً على الطريق 405 |
Bu benim doğum günüm, Kitty. Biliyorum. Seni seviyorlar ve doğum gününde eğlenmeni istiyorlar, tıpkı benim gibi. | Open Subtitles | أعلم، لكنّهم يحبونك و يريدونك أن تمرح في عيد ميلادك مثلما أريد أنا. |
Dans eden Henry'ler için kostümlere bakmanı istiyorlar. | Open Subtitles | إريكا؟ يريدونك أن تنظري إل بدلات رقص الهينريس |
Her yerde hayaletler görmeni istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدونك أن تبدأ فى رؤية الأشباح فى كل مكان |
Benim suçlu olduğuma inanmanı istiyorlar ki onlarla beraber çalışasın. | Open Subtitles | يريدونك أن تعتقد أنني مذنبة لكي تكون متعاون |
Ya da yapmanı istedikleri şeyin ne olduğunu anlar anlamaz. Bekleyeceğim | Open Subtitles | أو بمجرد أن تعرف ماهو الشيىء الذى يريدونك أن تفعله |
Şu anlama geliyor ki, senin bir yerlerde göbeğini çatlatacağın birilerin yok mu çünkü arkadaşların kendilerininkini çatlatmalarını istemiyorlar? | Open Subtitles | أعني بعض الأشخاص الذي يمكنك التفوق عليهم لأن أصدقائك لا يريدونك أن تتفوق عليهم |
Detayları bilmiyorum sadece hemen geri dönmeni istediler. | Open Subtitles | لا أعرف أى تفاصيل إنهم يريدونك أن ترجع سريعا |
Aşağılık herifler, tutup ertesi gün orada olmanı isterler. | Open Subtitles | تعرف بها أن هؤلاء الأوغاد يريدونك أن تخرج فى اليوم التالى |