Taylor kendisi iyi görünmek için seni göstermek istiyor. | Open Subtitles | تايلور يريد ان يريهم حتى يظهر لهم كشخص طيب |
Roland onlara orada ne olduğunu göstermek için gittiğinde, orada gübre yerine bombalar ile donatılmış bir minibüs vardı. | Open Subtitles | رولاند ذهب لكي يريهم ما كان هناك بدلا من الأسمدة كانت هناك شاحنة صغيرة مجهزة بقنبلة |
Hem oraya sirf ceplerine bir miktar para girecegini göstermek için giden bir adamla konusmak istemeleri sasirtici mi? | Open Subtitles | وهل هناك أيّ مشكلة إذا يريدون التحدث مع الرجل الذي كان هناك يريهم بأن نقودهم سوف يحصلون عليها؟ |
Hem oraya sırf ceplerine bir miktar para gireceğini göstermek için giden bir adamla konuşmak istemeleri şaşırtıcı mı? | Open Subtitles | وهل هناك أيّ مشكلة إذا يريدون التحدث مع الرجل الذي كان هناك يريهم بأن نقودهم سوف يحصلون عليها؟ |
Daniel Cohn-Bendit'in hayatı tehlikede olmamasına rağmen bunu yapmayı kabul etti çünkü bu otoritelerle dalga geçmek için sınırlardan daha geçirgen birşey olmadığını--fikirlerin sınırları olmadığını göstermek için iyi bir fırsattı. | TED | ووافق على القيام بعملية التزوير تلك رغم ان دانيل كوهن-بينديت لم تكن حياته في خطر إلا أنه رأى انها فرصة جيدة للإستهزاء بالسلطات ولكي يريهم انه لا يوجد اسهل من التسلل عبر الحدود وان الافكار لا حدود لها |