ويكيبيديا

    "يزرعون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yetiştiriyorlar
        
    • yetiştiriyor
        
    • yetiştiren
        
    • yetiştirirler
        
    • yetiştirdiklerini
        
    • ekiyorlar
        
    Elbette, ağaç dikiyorlar, organik sebze yetiştiriyorlar. TED وبالطبع، أنهم يزرعون الأشجار، أنهم يزرعون الخضروات العضوية.
    Meyve yetiştiriyorlar, sebze yetiştiriyorlar, çiçek yetiştiriyorlar, sağlıklı topraklarda aktariye yetiştiriyorlar, kimyasallardan, zirai ilaçlardan, yapay gübrelerden, genetiğiyle oynanmış ürünlerden arındırılmış sağlıklı gıdalar üretiyorlar. TED إنهم يزرعون الفواكه، ويزرعون الخضراوات، ويزرعون الأزهار، ويزرعون الأعشاب في تربة صحيّة، خالية من الكيماويات والمبيدات الحشرية والسماد، والمنتجات المعدلة وراثيًا، يزرعون طعامًا صحيًا.
    Bu gezegenin bütün nüfusu bunu başka bir ırk için mi yetiştiriyor? Open Subtitles كامل سكان هذا الكوكب, يزرعون هذا الشيء من أجل جِنسٌ آخر ؟
    Kahve çekirdeklerimi yetiştiren çiftçilere teşekkür etmek için Kolombiya'ya gittim. TED لذلك سافرت إلى جنوب كولومبيا لأشكر الفلاحين الذين يزرعون بنّ قهوتي.
    Ürünleri yetiştirirler, ama ziyafette yer almazlar. Open Subtitles يزرعون الحبون ولكنهم لايحصدوا في الموسم
    Shirley sebze yetiştirdiklerini ve bir süt keçileri olduğunu söylüyor. Open Subtitles شيرلي تقول أنهم يزرعون الخضراوات و أن لديهم واحدة من الماعز تعطي اللبن
    Olan şey şu ki yağmur mevsimi geldiğinde gidip tarlalara manyok ekiyorlar. TED ما يحدث أنهم يزرعون حقولاً من الكسافا فور هطول الأمطار.
    Esrar yetiştiriyorlar işte. Bizde de para var. Bir şey olmaz. Open Subtitles إنهم يزرعون الحشيش و نحن لدينا المال ، لا مشكلة
    Esrar yetiştiriyorlar işte. Open Subtitles إنهم يزرعون الحشيش و نحن لدينا المال ، لا مشكلة
    Kızılderililer 5000 yıldır, kendi darılarını burda yetiştiriyorlar. Open Subtitles أتعلم أن الهنود كانوا يزرعون الذرة الصفراء هنا، لمدة لخمسة آلاف عام
    Çocuklar toprağı tanıyorlar. Kendi yiyeceklerini yetiştiriyorlar. Open Subtitles الأطفال يتعلمون عن الأرض، يزرعون غذائهم الخاص.
    Herkes kendi sebzelerini kendileri yetiştiriyor gibi görünüyordu. Open Subtitles بدا الأمر وكأن الجميع كانوا يزرعون مزرعة الخضار الخاصة بهم
    Kendi su kaynakları var, yiyeceklerini kendileri yetiştiriyor. Open Subtitles حسنا، إذا فهم لديهم موردهم المائي لخاص بهم و يزرعون طعامهم بأنفسهم
    Şu anda bulunduğumuz yer çiftliğimizin su içinde bitki yetiştirme serası ve Lexcorp ile Erişilenler yiyecek sektörünün geleceğini burada yetiştiriyor. Open Subtitles نحن الآن ندخل إحدى قُبب الزراعة المائية. حيث "ليكس كروب" والــ"ريتش" يزرعون أطعمة المستقبل.
    Dinle bunlar ormanda ot yetiştiren hippiler, tamam mı? Open Subtitles لا يمكنني القيام بهذا إسمعوا، إنهم ليسوا طوائف هيبية يزرعون الحشيشة بالغابة، مفهوم؟
    Görünüşe göre organik şalgam yetiştiren insanlar kayıtlara geçmede gevşek davranıyorlar. Open Subtitles ليس جيدا,تبين ان الناس الذين يزرعون الأمور العضوية متساهلون جدا بخصوص توقيت العمل
    Otu artık lokantalarda yetiştirdiklerini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تقولين أنّهم يزرعون الماريوانا خلف المطعم الآن ؟
    Zihuatanejo'da epey mısır yetiştirdiklerini söyledi. Open Subtitles قال أنهم يزرعون الكثير من الذرة في "زيهواتانيجو".
    Yağışlı mevsim sona erdiğinde ve su çekildiğinde pirinçlerini verimli topraklara ekiyorlar. TED مع انتهاء موسم الأمطار وتراجع المياه، يزرعون الأرز في القيعان الخصبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد