"يزعمون" - ترجمة من عربي إلى تركي

• iddia ediyorlar
• söylüyorlar
• iddia ettikleri
• Sözde
• olduklarını
• İddiaya göre

Rahipler, şarabı Tanrı'nın kanına, ekmeği ise vücuduna dönüştürdüklerini iddia ediyorlar.
القساوسه يزعمون تحويل النبيذ الى دم الرب والخبز الى جسد الرب

Söz konusu olan geçen hafta, yalan makinesinin bakım süresinin dolduğunu iddia ediyorlar.
يزعمون انه خلال فترة اسبوع الأستجواب أن جهاز كاشف الكذب كان خارج الخدمة

250 milyon varil petrolleri olduğunu iddia ediyorlar, ki ben buna inanmıyorum.
وهم يزعمون أنه لديهم 250 مليار برميل من النفط، وهو أمر لا أصدقه.

Ve doğumdan çok kürtaj yaşandığını söylüyorlar.
إنهم يزعمون أن عمليات الإجهاض أكثر من الولادات

Bir tek kişinin bile bu dağlara geri gelemeyeceğini söylüyorlar.
يزعمون أنّ من كل عشرة فتيان لن يعود أحد لهذه الجبال

Bu adamları, iddia ettikleri gibi tüm dünyevi mal varlıklarından vazgeçmiş iyi dindarlar olarak kabul etmemeliyiz.
هؤلاء الرجال ليسوا رجال الدين التخلي عن ممتلكاتهم الدنيوية كما يزعمون.

Sözde çalışmana bayıldım. Büyük hayranınım.
أعشق الأعمال التي يزعمون أنها من صنعك، أنا معجب كبير

Suçlu olduklarını sanırlar, sanki biz biliyoruz ya da onun gibi birşey gibi.
يزعمون أنه مذنباً, كما لو كنا نعرف هذا الأمر هذا الأمر

İddiaya göre. Çocuğun ortalaması 350, AA'ya hazır.
يزعمون هذا، الفتى وصل للضربة رقم 350 ومُستعد للانتقال للمستوى الأعلى.

Liderleriniz, bunun, kendi ülkelerine barış ve huzur getireceğini iddia ediyorlar.
وقادتكم يزعمون أنها ستأتي عليكم بالسلام والأمن لبلادكم الغالية

Amerika tarafından tahrik edilmedikleri sürece bu silahların kullanılmayacağını iddia ediyorlar.
إنهم يزعمون بأنهم لن يقوموا باستخدامه .. ما لم تقم الولايات المتحدة بالتحرش بهم

Sergiler düzenlediğini ve resim sattığını iddia ediyorlar.
وهم يزعمون أن لديها معارضوقالت انها تبيع لوحاتها.

Latin Star'ın Venezuela'daki iştirakini millileştirdiler ve davanın kendilerinin olduğunu iddia ediyorlar.
لقد قاموا بتأميم فرع شركة لاتين ستار في فنزويلا وبذلك يزعمون أن القضية أصبحت قضيتهم هل يجب علي إخبار والدي؟

Çoğunun iyileşeceğini, az kişinin de öleceğini iddia ediyorlar.
يزعمون أن معظم الناس تتحسن و أن أقلية تموت

Şu anda yabancı basın televizyonda yüzünü yayınlıyor ve masum sivilleri öldürdüğünü iddia ediyorlar.
الآن، صورتك بحوزة الصحافة وهي الآن في التلفاز. يزعمون بأنك قتلت مواطنون عزل.

Onlar polislerin şüphelilere arkadan ateş ettiklerini söylüyorlar.
يزعمون أنهم رأوا الشرطي يطلق على المشتبه في ظهره

Dinle, biyolojik babalarının kim olduğunu bilmek temel insan hakkı olduğundan senin gizlilik hakkının geri planda kalması gerektiğini söylüyorlar.
اصغي , يزعمون ان حقك في الخصوصية من الممكن ان ينتهك مقارنة مع حقهم في ان يعرفوا والدهم البيولوجي

İddia ettikleri şey yalan ise bundan bir sonuç elde edemeyeceklerdir.
اذا ما كانوا يزعمون عنه غير صحيح لذا لاشيء سيأتي من خلاله

NATO'da çalışan bir Afgan casusu olduğunu iddia ettikleri bir adamı barbarca öldürüyorlar.
في عمل وحشي، إنهم قتلوا رجل يزعمون إنه جاسوس أفغاني يعمل لصالح "حلف الشمال الأطلسي".

Geri dönüp, Sözde nasıl hallettiğini öğrenelim bakalım.
دعونا نعود إليه لمعرفة كيف كنت ستقوم بسرقة هذا كما يزعمون

General. Pusuya düşmüş tüccarlar olduklarını iddia ediyorlar.
جنرال، إنهم يزعمون أنهم تُجّار ونُصبَ لهم فخاً

İddiaya göre.
كما يزعمون