Tanımadığım ve beni üzümle besleyen biri tarafından üç ayda bir, her ziyaret edildiğimde, kıyafetlerim çıkarılıp aranırdım. | TED | كل مرة عندما يزورني شخص لا أعرفه ويعطيني عنب مره كل ثلاثة شهور، كان يجردونني للتفتيش. |
Tam şu anda.. onlardan biri beni ziyaret etmekteydi. | Open Subtitles | فمثلاً، يوجد صديق عزيز عليّ يزورني بهذه اللحظة |
Bana dokunana tek kişi, kalbimin içinde yaşıyor geceleri beni ziyaret ediyor ve bu kişi, birçok asır önce, bir haçın üzerinde öldü. | Open Subtitles | الوحيد الذي يلمسني هو من يعيش في قلبي الذي يزورني ليلاً الذي مات على الصليب قبل قرون |
Ama zaman zaman telefon eder veya ansızın ziyarete gelir. | Open Subtitles | لكن من وقت لآخر يتصل بي أو يزورني بشكل مفاجأ |
Kuzenim ziyarete geldi de. | Open Subtitles | هل يمكنك أن تحلي محلي في فترتي الصباحية ؟ إن قريبي يزورني |
Kiramı ödeyen bir arkadaşım var şehir dışında ayda 1 ya da 2 kez bana ziyarete gelir. | Open Subtitles | عندي صديق يدفع ليّ الآجار حياة خارج المدينة يزورني مرّة أو مرّتين في الشهر |
Bugün bile her savaştan önce korku ziyaretime gelir ama artık onu bir dost gibi içtenlikle karşılarım. | Open Subtitles | حتى هذا اليوم، وقبل كل معركة يزورني الخوف ولكنّي الآن اعتنقه كصديق |
Her hafta ziyaret eder kitap, ilaç ve sigara getirirdi. | Open Subtitles | كلّ أسبوع يزورني حاملاً الكتب والرسائل والسجائر |
Eğer babam beni ayda bir ya da iki hafta sonu ziyaret ederse gerçekten de güzel olurdu. | Open Subtitles | أشعر أنّه لو يزورني أبي مرة أو مرتين في عطل نهاية الأسبوع كل شهر، سيكون ذلك جيدًا جدًا. |
- Tutuklandığım gün. - ziyaret etmiyor mu? | Open Subtitles | ـ في اليوم الذي تم إعتقالي فيه ـ لم يزورني هُنا |
Ama hiçbir sene gelmiyorlar ziyaret etmiyorlar. | Open Subtitles | وكل ليلة لا يأتون إليَ .. لم يزورني |
Çocuklar gelip beni ziyaret eder diye umuyordum. | Open Subtitles | كنت نوعاً ما أتمنى أن يزورني الأولاد |
- Ona yakın bir yerde olmak istiyorum. Böylece beni ziyaret edebilsin. | Open Subtitles | وأريد السجن في مكان قريب منه كي يزورني |
Kilit altında tutulurken, birinin beni ziyarete geldiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | عندما كنت محبوسا هنا أتذكّر شخص ما يزورني |
Bir arkadaşımdı. Hapiste beni ziyarete gelirdi. | Open Subtitles | كان صديقي وكان يزورني في السجن |
Monica, babam David'le tanış. Cape Town'dan bizi ziyarete geldi. | Open Subtitles | مونيكا هذا والدي يزورني جاء ون كيب تاون |
O hiç evime ziyarete gelmedi... ..bende onun evine gitmedim. | Open Subtitles | انه لا يزورني.. وأنا لا ازوره. |
Beni burada ziyarete gelen birini hiç gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق ورأيتِ أحداً يزورني هنا؟ |
Kocamın bugün ziyarete gelmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | زوجي ,كان من المفترض ان يزورني اليوم |
Her iki haftada bir buraya, ziyaretime gelir. | Open Subtitles | نعم ، هو يزورني كل أسبوعين |