Yani bu yabancıları evime getiriyorsun, ve böyle acayip şeyler soruyorlar? | Open Subtitles | أعني، تحضرين هؤلاء الغرباء إلي منزلي و يسألونني عن تلك الأشياء؟ |
Sosyal yardımlaşma derneğindeki danışmanlar bana annem ve babamla ilgili sorular soruyorlar. | Open Subtitles | ..حسناً المستشارون الاجتماعيون حينما كانوا يقصدون منزلي كانوا فقط يسألونني عن والداي |
Sosyal yardımlaşma derneğindeki danışmanlar bana annem ve babamla ilgili sorular soruyorlar. | Open Subtitles | ..حسناً المستشارون الاجتماعيون حينما كانوا يقصدون منزلي كانوا فقط يسألونني عن والداي |
Sürekli bizim elimizde ne var diye bana sorup duruyorlar. | Open Subtitles | لا يزال يسألونني عن ما نمتلك من معلومات |
Sadece bir kutuyu sorup durdular. | Open Subtitles | لقد ضلوا يسألونني عن ذالك الصندوق. |
Ve hala senin şu küçük uluslararası-geliştirmede yaptığın çılgınlığı soruyorlar. | Open Subtitles | ودائما يسألونني عن أوضاعك , تصرفاتك الطائشة |
bana insanların nerede olduğunu soruyorlar, ben de onları buluyorum. | Open Subtitles | , يسألونني عن أماكن الأشخاص و أنا أجدهم |
Her şeyi soruyorlar. | Open Subtitles | يسألونني عن أيّ شيء |
- Hayır, bayım. İnsanlar sürekli bunu sorup duruyor. | Open Subtitles | لا يا سيدي، الجميع يسألونني عن ذلك |
Bu öküzlerin hepsi nasılsın diye sorup duruyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء الحمقى يسألونني عن حالي |
Kartelin kimyagerleri. Kimyayla ilgili sorular soracaklar bana. | Open Subtitles | كيميائيّو الزعيم يسألونني عن أمور كيميائيّة |
Şimdi, benim hipotezim, herkes bana sorduğu için budur. | TED | وبما أن الناس دائماً ما يسألونني عن نظرياتي، فسأذكرها لكم: |
Çünkü işlevsellik çevresel etkiyi tanımlar ve tasarımcıların bana her zaman çevreye zarar vermeyen malzemeleri sorduğunu daha önce söylemiştim. | TED | و لكن الوظيفة تحدد التأثير البيئي و قلت سابقا أن المصمين دائما يسألونني عن المواد البيئية |