Aslında ne kadar sıcak olursa o kadar iyi. Bu iyileşme sürecine yardım edecek. | Open Subtitles | كلما زادت السخونية، كلما أفضل هذا يساعد في عملية العلاج |
Onu neyin cezbettiğini anlamak, onun bu büyük problemi çözmeyi nasıl becerdiğini anlamamıza yardım edecek. | Open Subtitles | فهم لماذا راق له يساعد في إعطائنا فكرة حول كيف تمكن من حل هذه المشكلة الكبيرة. |
Fiziksel aktiviteyi bilişsel egzersizlerle birleştirmek aslında beynin kendisini yeniden bağlanmasına yardımcı olur. | Open Subtitles | إن جمع النشاط الفيزيائي مع التمارين الإدراكية يساعد في تحسين مهاراة الدماغ ذاتياً |
Bunun seçilmeme gerçekten yardımı olabilir. | Open Subtitles | هذا يمكن أن يساعد في الحقيقة لنجاحى فى الأنتخابات. |
Buna yardımcı olacak bir şey daha: Kim oluğumuzu anlamamız gerekir. | TED | وهنا شيء آخر من شأنه أن يساعد في ذلك: علينا أن نكتشف هويتنا. |
ama çevrimiçi, başkalarına empati duymak hem hepimiz için yararlı, hem de daha güvenli ve iyi bir dünya yaratmamıza yardımcı oluyor. | TED | و لكن على الإنترنت، إظهار التعاطف للآخرين ينفعنا جميعا و يساعد في خلق عالم آمن و أفضل. |
Zaten üzgün olan birine laf söylemek işe yaramaz. | Open Subtitles | اتعتقد ان هذا يساعد في نداء احد اسمه منزعج |
Oğlumun katilinin bulunmasına yardım edecek bir şeyler biliyor olsaydım bunu neden saklayayım Allah aşkına? | Open Subtitles | إن كنت أعرف شيئاً قد يساعد في العثور على قاتل ابني فلم بحق الله قد أخفي ذلك ؟ |
Pekâlâ sizi aramak buradaki durumuma nasıl yardım edecek? | Open Subtitles | كيف يمكن لاتصالي بك أن يساعد في موقفي هنا والآن؟ |
Güvenilir bir tanık olduğunu göstermeye yardım edecek. | Open Subtitles | إنه فقط يساعد في إظهارك كشاهدة موثوق بها |
Güvenilir bir tanık olduğunu göstermeye yardım edecek. | Open Subtitles | إنه فقط يساعد في إظهارك كشاهدة موثوق بها |
Lütfen bana bu sihre olan çoşkunuza rağmen bana davada ilerlememize yardım edecek bir şey bulduğunuzu söyleyin. | Open Subtitles | من فضلك اخبرني أنه على الرغم حماسك للسحر انك قد اكتشفت شيئا ذا قيمة يمكن أن يساعد في تحريك هذه القضية إلى الأمام |
İlk olarak, bu tür hafızanın nasıl çalıştığını anlamak yardımcı olur. | TED | بدايةً، هو يساعد في فهم عمل هذه الذاكرة. |
Sesin nefes düzeyini dinlemek kalp hastalığı teşhisinde yardımcı olur. | TED | الاستماع لانحباس النفس المترافق مع الصوت قد يساعد في الكشف عن مرض في القلب. |
Umarım onu yakalamanıza ve... adınıza sürülmüş lekeyi temizlemenize yardımcı olur. | Open Subtitles | آمل أن يساعد هذا في القبض عليه وأن يساعد في محو وصمة العار الذي تلقيته |
Henry bize yardımı dokunabilecek bir şey bulmuş. | Open Subtitles | حسنا , هنري اكتشف شيئا قد يساعد في حل المشكلة |
Bu adamın pek yardımı dokunmadı aslında. | Open Subtitles | حسناً، هذا الرجل لم يساعد في الأمر كثيراً |
Baş parmak yukarı. Çok yardımı olur ya. | Open Subtitles | رفع الإبهام تمنّيًا للنجاح يساعد في رفع الروح المعنويّة. |
Ayrıca bu olan onca garip şeyi de açıklamaya yardımcı olacak. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه قد يساعد في تفسير كل الأشياء الغريبة التي كانت تحدث |
Şimdi izin verirsen araştırmaya yardımcı olacak bir şeyler bulmalıyım. | Open Subtitles | الآن، من فضلك، من الواجب أن أجد شيء يمكن أن يساعد في التحقيق. |
Acı verdiğini biliyorum ama iyileşmenize yardımcı olacak. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا مؤلم لكنه يساعد في شفائك |
Bu, balık avlama bölgesinin yönetiminde kullanılan kota sistemini geliştirmeye, balık stoklarında çöküşü önlemeye yardımcı oluyor ve bu kırılgan ekosistemi koruyor. | TED | مما يساعد في تحسين نظام الحصص المستخدم في إدارة المصائد، كما يساعد على منع تدهور المخزون السمكي وحماية هذا النظام البيئي الهش. |
Anlaşılıyor ki ışık vücutlarımızın içini incelememizde yardımcı oluyor. | TED | يتضح أن الضوء يمكنه أن يساعد في فحص أجسادنا من الداخل. |
-David, lütfen.Bu hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | -ديفيد" لا تفعل . فهذا لن يساعد في أي شئ " |
Kendini suçlaman bir işe yaramaz. | Open Subtitles | ضرب نفسك بقوة لا يساعد في شئ أيضا |