Gene York 14. bölgede seçimleri emsalsiz olarak kazanmalı. | Open Subtitles | ان جين يورك سيربح الكرسى 14 للمقاطعه بأصوات غالبيه لم يسبق لها مثيل |
Şimdi emsalsiz zaferlerin olduğu dörtbuçuk yıllık savaştan sonra ülke ,devrimcilerin hançeri ile sırtından bıçaklanarak yenildi. | Open Subtitles | الآن بعد أربعة أعوام و نصف رائعة من الحرب بإنتصارات لم يسبق لها مثيل هو سقط بسبب طعنة في الظهر من خنجر الثوريين |
Bay Delikanlı sahne tarihinde emsalsiz bir popülerlik kazanıyor. | Open Subtitles | السيد المراهق حصل على شعبية لم يسبق لها مثيل في تاريخ المسرح |
Kök hücreleri gerçekten bize hastalıkların kara kutusunu verdi ve bu eşsiz bir pencere. | TED | وفي الواقع أن الخلايا الجذعية قد أعطتنا الصندوق الاسود للأمراض، وهي نافذة لم يسبق لها مثيل. |
İnanıyorum ki çocuğa karşı şiddeti sonlandırmak için bu nesilde eşsiz bir olanağımız var. | TED | أُؤمِن أننا نملك فرصة تاريخية لم يسبق لها مثيل في هذا الجيل لإنهاء العنف ضد الأطفال. |
Burada bir Titanik dolusu veri var şu an, benzeri görülmemiş. | TED | توجد لدينا الآن كمية هائلة من البيانات هناك، لم يسبق لها مثيل. |
Bu emsalsiz görüşmeyi gerçekleştirebilmek için tüm yeteneklerime, konsantrasyon gücüme ihtiyacım var. | Open Subtitles | سأحتاج إلى كل مهارتي و قوتي في التركيز من أجل تحقيق هذه المقابلة لم يسبق لها مثيل. |
Apollo 11 Cape Kennedy'den havalandığından beri beş gün geçti, ...bu emsalsiz yolculuk, en önemli noktasına ulaşıyor. | Open Subtitles | مرت خمسة أيام على رحيل "أبولو 11" هذه الرحلة التي لم يسبق لها مثيل تصل الى لحظتها الحاسمة |
Ama denemek için eşsiz bir fırsatımız var ve inanıyorum ki yetişkinler olarak bu aynı zamanda bizim bir görevimiz. | TED | لكن لدينا فرصة للمحاولة، لم يسبق لها مثيل. وأنا مؤمن أننا نحن كبالغين، نتحمل المسؤولية أيضاً للقيام بذلك. |
Gerçekten bir anlamda eşsiz. | Open Subtitles | انها حقا هو نوع من لم يسبق لها مثيل. |
Kadınlara karşı olan nefreti eşsiz. | Open Subtitles | كرهه للنساء في السلطه لم يسبق لها مثيل |
Springfield'ın karanlık öncesi politikası Detroit Tigers'ın 200 yıl önce finallere kalmasından bu yana benzeri görülmemiş bir vandalizmle sonuçlandı. | Open Subtitles | سياسة سبرينغفيلد المؤيدة للظلمة أدت إلى أعمال تخريب لم يسبق لها مثيل منذ وصول فريق نمور ديترويت إلى الدوري قبل قرنين |
Ama son zamanlarda, eskiden benzeri görülmemiş pek çok şey yaptın. | Open Subtitles | لكنك قمتي بالكثير من الأشياء مؤخرا , اوه لم يسبق لها مثيل |