ويكيبيديا

    "يستبعد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eliyor
        
    • ekarte
        
    • ihtimalini
        
    • elendi
        
    • ihtimali ortadan
        
    Eğlenmek için çıkmıştı, bu da tote gibi büyük çantaları eliyor. Open Subtitles ، كانت بالخارج لتحظى بالمرح لذا فهذا يستبعد الأشياء الكبيرة والضخمة
    Gelişmiş bir teknoloji kullanıyorlar ki bu da "tek" ve "aptal" kelimelerini eliyor. Open Subtitles هذا أمر راقي حقا مما يستبعد أن يكون هذا عمل فرد أو مجنون
    Normal trombosit sayısı D.I.C.'i ekarte etti. Open Subtitles التعداد الطبيعي للصفيحات يستبعد التخثر العميق المنتشر
    Hasta steroit alırken kolundaki duyuyu kaybetti, bu otoimmün durumları ekarte eder. Open Subtitles المريض فقد الإحساس فى ذراعه بينماهو يأخذ ستيرويد مثبط للمنعة مما يستبعد المرض المناعي
    Fidye talebinde bulunulmadı ve bu da kaçırılma ihtimalini eliyor. Open Subtitles حسناً ، لم يكن هناك طلب فدية بحيث يستبعد ذلك الإختطاف
    Bu, intikam saldırısı ihtimalini ortadan kaldırıyor büyük ihtimalle çete işi. Open Subtitles هذا يستبعد كونه هجوم إنتقامي. و من المستبعد أن يكون هذا من تدبير عصابة ما.
    Hala ağrısı var. Poliserözit ihtimali elendi. Open Subtitles ما زالت تتألّم مما يستبعد التهاب المصليات
    Öyleyse iki cepheli bir terör saldırısı ihtimali ortadan kalktı. Open Subtitles ذلك يستبعد قيام هجومٍ إرهابي من جبهتين.
    Hastanın akciğer yetmezliği MS'i eliyor. Open Subtitles فشل الرئة لدى مريضك يستبعد التصلب المتعدد
    Basık intestinal villi olmaması da çölyak hastalığını eliyor. Open Subtitles انعدام خلو الأمعاء من الزغب يستبعد داءً بالبطن
    İstatistiksel olarak bu uçaktaki birçok kişiyi eliyor. Open Subtitles من الناحية الإحصائية، ذلك يستبعد غالبية الأشخاص على متن الطائرة عمل جيد
    Gerçek bir fizyolojik hastalık. Birkaç şeyi eliyor. Open Subtitles مرض فسيولوجي هذا يستبعد بعض الأشياء
    Bu vampirliği eliyor. Open Subtitles حسنا,ذلك يستبعد نظرية مصّ الدماء
    Endometriozisi ekarte ettik. Ve saç örneği uyuşturucu için negatif çıktı. Bu kadın altı ay öncesine kadar sürat şeridinde gidiyormuş. Open Subtitles المعالجة لا تؤثر مما يستبعد داء البطانة الرحمية وعيّنة الشعر أتت سلبية لبقايا المخدرات لقد كانت هذه المرأة تعيش على الخط السريع حتى ستة أشهر مضت ربّما نسينا شيئاً
    Bu olma ihtimalini azaltır ama ekarte etmez. Open Subtitles هذا يستبعد الأمر لكنّه لا ينفيه كلياً
    D-dimer normal çıktı. Pulmoner emboliyi ekarte eder. Open Subtitles فحص دي-ديمر عاد طبيعيا يستبعد الصمة الرئوية
    -MR, vaskülit ihtimalini yok etti. Open Subtitles -الرنين المغناطيسي للأوعية يستبعد الالتهاب
    İnsan hayatında çok fazla değişken bulunur bu yüzden de birini öldürme ihtimalini tamamen yok saymak oldukça mantıksız olurdu. Open Subtitles هناك الكثير من المتغيرات في حياة الفرد ...سيكون لاعقلاني أن يستبعد تماماً إمكانية قتل شخص ما
    Kızarıklıklar gitti. Dioksin teorin elendi. Open Subtitles لقد اختفى الطفح وهذا يستبعد نظريتك للديوكسين
    O zaman torunlarımın ikisi de elendi. Open Subtitles حسنا، هذا يستبعد كل من بلدي والحفيدات.
    İkiz kardeş ihtimali ortadan kalktı. Open Subtitles يستبعد أي نظرية شقيقه التوأم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد