Gitsek iyi olur. Ona toplanması için yardım edermisin ? | Open Subtitles | يستحسن أن نبدأ فى التحرك هلا ساعدتها فى جلب الأغراض؟ |
Dua etmeye başlasan iyi olur Earp. Son kozunu da oynadın. | Open Subtitles | يستحسن أن تبدأ فى الصلاة يا إرب لانك قمت بخدعتك الاخيرة |
Eğer giydikleriniz sizi yansıtıyorsa istediğiniz şeyleri giyseniz iyi olur. | Open Subtitles | إذا كنت ما تلبسه، يستحسن أن ترتدي الجزء الذي تريده |
Arkanı kollasan iyi edersin, çünkü hak ettiğimi alana kadar şehri terk etmeyeceğim. | Open Subtitles | يستحسن أن تراقبي ظهركِ لأني لن أغادر المدينة حتى احصل على ما استحقه |
Beklemenin faydası yok. Aşağı inip onlarla konuşsam iyi olacak. | Open Subtitles | . حسناً ، أعتقد أنه لا فائدة من الثرثرة يستحسن أن أنزل للتحدث معهم |
Doğru söylüyor olsan iyi olur evlat. Çünkü zamanımız daralıyor. | Open Subtitles | يستحسن أن تكون محقاً يا فتى لأنّ الوقت ينفذ منا |
O kaltak ile karşılaşmadan hakkında bilgi edinsek iyi olur. | Open Subtitles | أعني، يستحسن أن نأت ببعض المعلومات الحقيقية عن تلك العاهرة.. |
Baksan iyi olur yoksa kafandaki o saçlarını teker teker yonarım. | Open Subtitles | يستحسن بك ان تفعل ذلك, و أحلق هذا الشعر السخيف عنك |
Makarna sosu fıçısından çıkan striptizci bir şef olsa iyi olur. | Open Subtitles | يستحسن أن تكون طاهية متعرية تخرج فجأة من حاوية خل المعكرونة |
Avuç dolusu kanıt bulmadan senin söylemen daha iyi olur. | Open Subtitles | يستحسن أن تخبريني قبل أنا أحصل على حفنة من الأدلة |
Cleo dün gece şaraba ne koyduğunu doktora söylese iyi olur. | Open Subtitles | يستحسن أن تجعل كليو تخبر الدكتور ماذا وضعت في الخمر الليلة الماضية |
Beni dinlerseniz eğer, siz ve kızınız bir süre yatıp dinlenseniz iyi olur, sevgili doktor. | Open Subtitles | إن سمحت لي أعتقد أنه يستحسن أن ترتاح إبنتك قليلا دكتور |
Peki, elinde ne varsa alacağız. Ama biraz daha mal getirsen iyi olur. | Open Subtitles | حسنا ، سنشتري ما لديك لكن يستحسن بك أن تخزن المزيد |
Yardımcı olsan iyi olur. Bir an önce hapse girmeli. | Open Subtitles | و يستحسن أن تساعديهم كلما أسرع خلف القضبان كلما كان أفضل |
Evet, doktor çağırsan iyi olur, soğuk kompres de getir ve Belki arkada biraz brendi de vardır. | Open Subtitles | نعم, يستحسن أن تجلب دكتوراً وكمادة باردة وربما أيضا بعض من شراب البراندي |
İlgilensen iyi olur. Çünkü bu gürültüde çalışmam mümkün değil. | Open Subtitles | يستحسن أن تعتني بالأمر لأن لا يُمكنني الدراسة و الموسيقى عالية |
Yeni ateşlenmişti, üç kurşun ve Büro'ya giden dosyada hiçbir şey yok bu yüzden bulmamamız için dua etsen iyi edersin. | Open Subtitles | وجد إنه تم الإطلاق منها حديثًا، ثلاثة رصاصات وليس هناك أي شيء بالملف في المكتب لذا يستحسن أن تصليين بألا نجدهم |
Eh, bu durumda, gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً ، في هذا الحدث كان يستحسن أن أكون في طريقي |
Güvenli olabileceğin yerde, teknede kalırsan kendimi daha iyi hissedeceğim. | Open Subtitles | أظن يستحسن عليك إن بقيت على هذا القارب، لتكون بأمان |
en iyisi oraya bir kilit takın, yoksa bir de soyulacaksınız. | Open Subtitles | يستحسن أن تضع قفل عليه قبل أن يسرق أحد ستائر نافذتك |
Görüşme yerini değiştirmek için iyi bir bahanen vardır Umarım. | Open Subtitles | يستحسن أن يكون لديك . سبب مقنع لتغيير مكان اللقاء |
Sen ya da masada oturan o bir boka yaramayan öteki sersemler... kıçınızı kaldırıp buraya gelerek... beni kurtarsanız iyi edersiniz. | Open Subtitles | انت او اي احد من الهزيلين الهرمين الجالسين على طاولتي يستحسن ان تلبسوا كيساً للبول |
İyi bir özür dilemelisin, Belki de son sözlerinle. | Open Subtitles | يستحسن بك أن تقدم لي عذرا مقنعا وإلا قد يكون عذرك الأخير |
Nasia gönlümü kırmasa ve onunla takılmasa iyi eder. | Open Subtitles | يستحسن ألا تحاول جرح مشاعري ومن الأفضل لها ألا تتواعد معه |