Her çocuk kendi renginin rahatlığında öğrenme güvencesini garantileyen bir eğitimi hak ediyor. | TED | يستحقُ كل طفل التعليم الذي يضمنُ له السلامة لأن يتعلم وهو يشعرُ بالراحة بهويته ولون بشرته. |
O iyi bir adamdı ve rahat uyumayı hak ediyor. | Open Subtitles | وقد كانَ رجلٌ جيد يستحقُ أن يرتاحَ راحةً أبدية |
Bundan daha iyi bir hayatı hak ediyor. | Open Subtitles | إنهُ يستحقُ حياةً أفضلَ من هذه |
Hadi ama, her gün ortak olmuyorsun, ve bunu seni kadar hak eden birini tanımıyorum. | Open Subtitles | إنّهُ ليسَ بكلِّ يومٍ تكونُ شريكًا .ولمْ أعرفُ أحد يستحقُ ذلك كثرك |
Ülkedeki herkes adil bir yargılanmayı hak eder, iyi bir avukatı hak eder. | Open Subtitles | كُل شخص في هذا البلد يستحق مُحاكمةً عادِلة يستحقُ مُحامياً جيداً |
Hayatını tehlikeye atmaya değmez. | Open Subtitles | إنها شيءٌ لا يستحقُ أن تخاطري بحياتكِ من أجله |
Belki de Tom gerçeği hak ediyordur. | Open Subtitles | ربما (توم) يستحقُ الحقيقة |
37 yaşında. Mutluluğu hak ediyor. | Open Subtitles | عمرهُ 37 ، إنهُ يستحقُ السعادة |
Saygı gösterilmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | -إنهُ جنديّ. إنهُ يستحقُ إحترامنا اللعين. |
Ama günün 23 saatini bir hücrede geçirerek acı çekmeyi hak ediyor tek başına, arkadaş olmadan, ziyaretçi olmadan o hapisten dışarı adıma atma şansı olmadan. | Open Subtitles | لكنهُ يستحقُ ان يعاني في زنزانه مساحتها 8 أقدام ،لمدة 23 ساعة يومياً وحيداً بدون أصدقاء، بدون زوار، بدون فرصة للخروج من ذلكَ السجن |
Bağışlanmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنهُ يستحقُ الصَفح |
Hiç kimse böyle gitmek hak ediyor. | Open Subtitles | لا أحد يستحقُ الموتَ هكذا |
Ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنَّه يستحقُ الموت |
Busmalis daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | لكن (بوسكاليس) يستحقُ أفضلَ من ذلك |
Bu ödülü senin kadar hak eden kimse yoktur. | Open Subtitles | لا يستحقُ أحدٌ هذا التكريم أكثرَ مِنك |
- Tıpkı Martinez gibisin, ölmeyi hak eden aşağılık bir insansın. | Open Subtitles | - أنتَ مثل (مارتينيز) رجلٌ سيء يستحقُ الموت |
Sen, ceza... hak eden... pis bir kızsın. | Open Subtitles | أنتِ فتاة قذرة ...من يستحقُ العقاب |
...herkes hayalleri için bir şansı hak eder ve sanırım bu senin umutsuzca yanlış yönlendirilen ergen gulyabanilerini de kapsıyor. | Open Subtitles | "جينكز خان " كل شخصٍ يستحقُ فرصة بأحلامهم , وأعتقد بأن هذا يتضمن المراهقين المضللين الميؤوس منهم |
Bunu herkes hak eder. | Open Subtitles | الكل يستحقُ ذلك |
Hiçbir şey burada bir yıl geçirmene değmez. | Open Subtitles | لاشئ يستحقُ قضائكِ عاماً هنا |
- Belki de Tom gerçeği hak ediyordur. | Open Subtitles | ربما (توم) يستحقُ الحقيقة |
Babanı korumak istediğini biliyorum ama o bir katil ve şerefsiz ve senin şefkatini hak etmiyor. | Open Subtitles | أعرفُ بأنكَ تودُ بأن تحميّ والدك لكنه قاتل وحُثالة ولا يستحقُ أيًّا من مشاعركَ تجاهه. |