Şöyle de diyebiliriz çalmaya değer hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | او يمكنك القول ليس لدينا شئ يستحق السرقة |
Birileri size masal anlatmış beyler. Bu arabada çalmaya değer bir şey yok. | Open Subtitles | كان أحدهم يحكي لكم قصصاً، لا شيء في هذه العربة يستحق السرقة |
çalmaya değer bir şey olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّ هُناك ما يستحق السرقة |
Ama çalmaya değer bir şey bulmalısın. | Open Subtitles | لكن لابدّ أن تجد شيئاً يستحق السرقة. |
Kısa bir an için Çalınmaya değer bir eşyanız oldu. | Open Subtitles | حسنا , لوقت قليل قد امتلكتم شئ يستحق السرقة |
Cinayet mahalli fotoğraflarında, aracın arka koltuğunun katlanmış olduğunu fark ettim, belki kurban bir şey taşıyordu, çalmaya değer bir şey. | Open Subtitles | لقد لاحظتُ في صور مسرح الجريمة أنّ المقاعد الخلفية للسيّارة موضوعة للخلف... الذي جعلني أفكّر أنّ الضحيّة... كانت تنقل شيئاً يستحق السرقة |
çalmaya değer bir şey mi? | Open Subtitles | هل من شيء يستحق السرقة ؟ |
- çalmaya değer birşeyin yok. | Open Subtitles | -ليس لديك اي شيء يستحق السرقة |
- çalmaya değer değilmiş. | Open Subtitles | -لم يكن يستحق السرقة . |
Benimle evlenir misin? filmini dumanla izleyemezdim. Çalınmaya değer bir şeyimiz olmadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | و لم اعد استطع مشاهدة فيلم (27 فستان) بوجود كل هذا الدخان لا اصدق ان ليس لدينا شئ يستحق السرقة |