- Her şey iyi. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | الأمور على ما يرام لا يوجد شيء يستدعي القلق |
- Her şey iyi. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | الأمور على ما يرام لا يوجد شيء يستدعي القلق |
Her şey harika. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | كلّ شيء بخير لا يوجد ما يستدعي القلق |
Bu Endişelenecek bir şey yok . Herzaman olur. | Open Subtitles | لا شئ يستدعي القلق إنه يحدث طوال الوقت. |
Evet. Endişe edilecek bir şey yok. | Open Subtitles | صحيح، لا شيء يستدعي القلق |
Bundan daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق |
Endişelenecek bir şey yok. Ben sargıyı getireyim. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق سأحضر الضمادات |
Ama Endişelenecek bir şey var da demedi mi? | Open Subtitles | - لكنه لم يقل بأن هنالك ما يستدعي القلق |
Çünkü ortada Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد أمر يستدعي القلق |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق. |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق |
Sana söyledim. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أخبرتك، لا شيء يستدعي القلق |
- Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق. |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هنالك سبب يستدعي القلق |
Dedektif Martinez sayesinde Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هُناك ما يستدعي القلق الآن بفضل وجود المُحقّقة (مارتينيز) هنا. |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيئ يستدعي القلق |
Kyle iyi. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | (كايل) بخير، ولا يوجد ما يستدعي القلق |
- Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | -لا شيء يستدعي القلق |
- Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | -هذا لا يستدعي القلق |
- Endişe edilecek bir şey yok. | Open Subtitles | لاشيء يستدعي القلق |
Bundan daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق |