ويكيبيديا

    "يستطيع فقط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sadece
        
    İşte veterinerlerden bir yorum: sadece tek tür ile ilgilenebilen bir veterinere ne denir? TED ولكن خذوا هذه النكتة من أحد البيطريين: ماذا تسمون الطبيب البيطري الذي يستطيع فقط العناية بصنف واحد؟
    O da öyle. sadece sabırlı ol. Sabret. Open Subtitles و هو أيضاً لا يستطيع فقط الصبر يا رجل ، الصبر
    Oda'da sadece Slytherin'in varisinin kontrol edebileceği bir şey olduğu söyleniyor. Open Subtitles يقال أن الحجرة تأوي شيئا ما شيئا يستطيع فقط وريث سليزرين السيطرة عليه
    Ve bu lastik bant sadece esneyip büzülmüyor, aynı zamanda diğer yönlere de hareket ediyordu. Open Subtitles وهذا الرباط المطاطى لا يستطيع فقط أن يتمدّد وينكمش,لكن ينثنى. وأُعجوبة الأعاجيب,
    Ortalama bir erkek beyni, sadece sınırlı sayıda göğüs görüntüsünü ya da sutyeni depolayabilir. Open Subtitles عقل الذكر العادى يستطيع فقط حفظ عدد محدود من صور النهود
    Okuma zorluğu uzmanıyla ilk randevum Cumartesi günü ve Ohio'daki en iyi hoca ve sadece sabah 7'de müsait. Open Subtitles لدي أول موعد مع إختصاصية العسر في القراءة ،يوم السبت، وهو الأفضل لذا هو يستطيع فقط
    Ama mavi balinaları sadece yüzeye çıktıkları kısa anlarda gözlemleyebilir. Open Subtitles لكنَّه يستطيع فقط أَن يلاحظ الحيتان الزرقاء لوقت قصيرِ عندما يَظهرون على السطح.
    Şimdi, o dosyaları sadece senin açabileceğini söyle. Open Subtitles والآن أخبرني أنك الوحيد الذي يستطيع فقط قفل تلك الملفات
    Ama büyü sadece korkuları ortaya çıkarır, onları doğurmaz. Open Subtitles لكن السحر لا يمكنه خلق الخوف، يستطيع فقط أن يبرزه.
    sadece müziği için acı hissedebilir. Open Subtitles هو يستطيع فقط بأن يحس الألم لموسيقاه
    Belki sadece sonradan olanlar üzerinde kullanabiliyordur. Open Subtitles ربما يستطيع فقط أن يقوم بها على الآخرين
    sadece bekleyemez mi? Open Subtitles ألا يستطيع فقط أن ينتظر مثل الطفل الجيد
    - Balığına yazdırmalıydım - sadece "mama" yazabiliyor Open Subtitles يجب أن أجعل السمكة تقوم به- يستطيع فقط أن يكتب ماما-
    Ama cinayeti sadece dışarıdan bir yerlerden izlediğini hatırlıyor. Open Subtitles ولكنه يستطيع فقط تذكر الجريمة نفسها... كما لو كان يشاهدها تحدث...
    sadece gün başladıktan sonra bir şeyler değiştirebilir. Open Subtitles هو يستطيع فقط تغييره بعد ان يبدأ
    sadece birkaç günlüğüne. Open Subtitles اسمع , يستطيع فقط ليومين
    sadece onu bir kez ziyaret edebilse... Open Subtitles لو يستطيع فقط زيارتها لمرة
    Dr. Enys, sadece ömrümü uzatabileceği hayatımı kurtaramayacağı hususunda beni uyardı. Open Subtitles لقد حذرني الدكتور (إنيس) يستطيع فقط إطالة حياتي وليس إنقاذها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد