Son kez onu kullanıyor. Gerçekten değil. | Open Subtitles | للمرة الأخيرة, هو يستغلها علاقتهما ليست حقيقية |
Çocuğa bir şans ver, lütfen. Öncelikle çılgın kayınbiraderin onu, bir günah keçisi olarak kullanıyor... | Open Subtitles | اولا اخو زوجك المجنون يستغلها ككبش فداء |
Eski patronunun onu kullandığı gibi, Prentiss de kızı kullanıyor. | Open Subtitles | برانتيس" يستغلها, كما فعل" رئيسه القديم به |
Bir keresinde, kocasının onu kullandığını bildiğini... ama kendisinin de... onu kullandığını söylemişti. | Open Subtitles | أتذكر مره أنها قالت بأنها تعلم أنه كان يستغلها ولكن هي كانت تستغله أيضاً |
Aldığım bilgilere göre, o çocuk onu kullanmış. | Open Subtitles | ما لدي من معلومات تشير إلى ان الفتى كان يستغلها |
Muhtemelen bir kaç Avrupalı oligarkın para aklamak için kullandığı bir yer olsa gerek. | Open Subtitles | ربما تعود إلى أوروبي أوليجاركي و يستغلها في عمليات غسل الأموال |
Büyük bir fırsat ondan faydalanılmasını bekler. | Open Subtitles | فرصة عظيمة تنتظر من يستغلها |
Onu hâlâ kullanıyor olabilir mi sence? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه مازال يستغلها بطريقة ما؟ |
Diğerlerini zapt etmek için çocuğu kullanıyor. | Open Subtitles | إنه يستغلها لإعاقة الآخرين |
- Baksanıza şuna nasıl da avantajına kullanıyor. | Open Subtitles | - أنظر إليه - إنه يستغلها بحق اللعنة |
Onu kullanıyor işte. | Open Subtitles | أنه يستغلها فحسب |
Hayır, o ucuz serseri onu kullanıyor! | Open Subtitles | لـاـ، ذلك المُفلس يستغلها. |
Shaw onu kullanıyor olmalı. | Open Subtitles | ان "شو" يستغلها بطريقة ما |
Şimdi de o bir fırsat görüyor ve kullanıyor. | Open Subtitles | -والآن يَرى فرصة وهو يستغلها |
Palmer Woodward'ın Amanda'nın Melrose'u yönetmesini sağlamak amacıyla onu mahvetmek için kullandığını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أن بالمر ويدورد كان يستغلها كـ جزء من خطة لتدميره ويساعد آماندا بأن تأخذ حصة مسيطرة على ميرلوس بليس |
Barney'nin onu kullandığını göremiyor ve bu beni üzüyor. | Open Subtitles | لا يمكنها رؤية ذلك البارني" وهو يستغلها" وذلك يحطم قلبي |
Bay Blake'in kızı koruduğunu ve onu rahat bırakması gerektiğini söylediğini, çünkü onu kullandığını yazmış. | Open Subtitles | أنّ السيّد (بليك) دافع عن الفتاة أخبره أن يتركها لحالها لأنّه كان يستغلها |
Aldığım bilgilere göre, o çocuk onu kullanmış. | Open Subtitles | ما لدي من معلومات تشير إلى ان الفتى كان يستغلها |
Oyuna getirilmiş. Prentiss gözünü korkutmuş, sadakatinden yararlanmış. Onu kullanmış. | Open Subtitles | لقد اوقع بها, "برانتيس" يستغل إخلاصها انه يستغلها .. |
Yani onu, cinsel amaçlarıyla kullandığı hakkında falan bir şey duymadınız mı? | Open Subtitles | إذن ، لا يوجد ما يدل ، تعرفون ... يستغلها جنسياً رغماً عنها؟ |
Büyük bir fırsat ondan faydalanılmasını bekler. | Open Subtitles | فرصة عظيمة تنتظر من يستغلها |