Selam bebeğim. Burada olduğuna sevindim. Partinin dekorasyonu için yardım edebilirsiniz. | Open Subtitles | مرحباً يا عزيزي، يسعدني أنّك هنا يمكنك مساعدتنا في التزيين للحفل |
Benden bana, küçük bir ikram. - Fark ettiğine sevindim. | Open Subtitles | أجل إنه فقط تقدير بسيط مني لنفسي يسعدني أنكِ لاحظتيها |
Bu görüşmelerden birinde nihayet sizlere güzel haberler vereceğim için çok mutluyum. | Open Subtitles | يسعدني جدا ان انقل لكم اخباراً جيدة في واحد من هذه اللقاءات |
Ama gerçekten söylemekten memnun olduğum şey ise, 2010 yılında, Movember ciddi olarak evresel bir hareket haline geldi. | TED | لكن ما يسعدني قوله ، أنه في عام 2010 أصبح موفمبر حركة عالمية |
Ergenliğe girmeden onu göreceğim için mutluyum bilirsin, şu sakarlıklar ve yalpalamalar. | Open Subtitles | يسعدني أن أتمكن من رؤيته قبل أن يبلغ الرشد ويصبح صعباً ومتقلباً. |
mutlu bir çocukluğum, iyi bir eğitimim, mutlu bir evliliğim vardı. Çok şükür evliliğim hâlâ sürüyor. | TED | عشت طفولة سعيدة ومستقرة. وحظيت بتعليم جيد، وزواج سعيد الذي يسعدني أن أقول أنه مستمر. |
Ortada belgelerin olmasına sevindim, çünkü kazanacağız ve sen de ödeyeceksin. | Open Subtitles | يسعدني أنه يوجد إتفاق ورقي لأننا سنفوز و ستقوم بدفع المبلغ |
Hâlâ fark etmene sevindim. Merhaba. Merhaba, sen iyi misin? | Open Subtitles | حسنا , يسعدني أنكِ مازالتِ تلاحظين هل أنت بخير ؟ |
Orada bulundum. - Seni burada gördüğüme çok sevindim. Askerler ne zaman burada olurlar? | Open Subtitles | يسعدني أن أراك هنا بعد كم سوف تكون القوات هنا؟ |
Düşes, gelmenize çok sevindim. | Open Subtitles | مرحباً .. أيها الدوقه. يسعدني أنكِ تمكنتِ من الحضور. |
Bunu duyduğuma sevindim çünkü onu sana veriyorum. | Open Subtitles | يسعدني جدا أن أسمع ذلك منك لأني أتنازل عنه لك |
Bu bir ayrıcalıksa kendi adıma sevindim. | Open Subtitles | حسنا، هذا امتياز يسعدني إحرازه، لكن أتعرفين |
Ne de güzel bir kelime, ama polis değilim artık. | Open Subtitles | يسعدني دائماً سماع هذه الكلمة لكنني لم أعد نائباً الآن |
Merhaba, benim tatlı sevgilim. Sesini duymak çok güzel. | Open Subtitles | أهلاً يا عزيزتي الغالية يسعدني سماع صوتك مجدداً |
bu beni ne kadar memnun eder bilemezsin, bunun için seni böyle resimlerdeki gibi bir sarayda görmek, dramımızın son sahnesi. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كم يسعدني هذا أن أراك في مثل هذا القصر الرائع بهذا، الفصل الأخير من الدراما |
Şehrin güvenliği böyle emin ellerde olduğu için çok mutluyum. | Open Subtitles | يسعدني أن أعرف أن أمن الوطن في هذه الأيدي القادرة |
Beni mutlu eden şey ise bu olaya bakış şeklimizin bu şekilde olması. | TED | وما يسعدني هو أننا نتحرك الآن تجاه الحقيقة عندما ننظر إلى هذا |
Burada o kadar akıllı adam var ki, aptal olduğuma memnunum. | Open Subtitles | يوجد عدد مبالغ به من الأذكياء هنا يسعدني أن أكون غبياً |
Ve şimdi, sıradaki dansçımızı anons etmek her zaman bir zevk. | Open Subtitles | والآن يسعدني أن أقدم لكم راقصتنا التالية |
Çünkü elimden gelen her şekilde size memnuniyetle yardım ederim. | Open Subtitles | لأنني أريدك أن تعلم أنه يسعدني مساعدتك بأي طريقة ممكنة |
İnsanlara imza vermekten mutluluk duyarım her zaman her yerde: | Open Subtitles | بالطبع , يسعدني التوقيع لأي أحد في أي وقت ومكان |
Birbirimizi pek sevmediğimizi biliyorum ama son altı senede hayatımın büyük bir parçası oldunuz, bu yüzden gelmenizi çok isterim. | Open Subtitles | أعرف أننا لا نستلطف بعضنا البعض لكن في السنوات الست الأخيرة أصبحت جزءا كبيراً من حياتي لذا يسعدني أن تحضر |
O elektroşok masasından kalktığıma memnunum, ama dürüst olmak gerekirse uzanmak hoşuma gidiyordu. | Open Subtitles | يسعدني للتخلص من طاولة الكهرباء رغم أنني أعترف بأنني استمتعت بالاستلقاء |
Birlerinin benim için tüm bu işleri yapması hoş bir şey. | Open Subtitles | يسعدني وجود أحد يقوم بكل الأعمال من أجلي |
Bu akşam gitmenize seviniyorum. | Open Subtitles | بطريقة ما، يسعدني أنّك ستغادر هذه الليلة. |