Halk olarak soyumuzun tükenmesine ne kadar yaklaştığımızı düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا يسعني إلا التفكير في نجاة شعبنا بأعجوبة من الإبادة |
Ama düşünmeden edemiyorum belki senin hayatında bunu daha çok hak eden birisi vardır. | Open Subtitles | ولكن لا يسعني إلا أن أفكر بأن ربما هناك شخص ما في حياتك يستحق ذلك أكثر منّي. |
Yardım edemiyorum ya, biraz kendimi faydasız hissettim. | Open Subtitles | كما تعلمين ، لا يسعني إلا الشعور بالقليل من عدم الفائدة |
İçgüdülerinizi dinlemenizin önemini tarif edemem. | Open Subtitles | لا يسعني إلا أن أكرر عليكم أن تتبعوا غريزتكم |
Ben bu durumda yardım edemem ancak düşünüyorum da, tüm bunlar bittiğinde daha da fazlasını yapacak. | Open Subtitles | ولا يسعني إلا أن أفكر فيما سيحدث لأنها تفعل أكثر من ذلك بكثير |
Gerçeklerin, fantezimden ne kadar farklı olduğunu düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | لا يسمحون لها بالنوم في الداخل هي أيضاً لم يسعني إلا التفكير في مدى اختلاف واقعي عن تخيّلاتي عندما كنت في الغيبوبة |
Balkonundan atladığını duyunca onun için üzülmeden edemedim. | Open Subtitles | لم يسعني إلا الشعور بالأسى عند معرفتي بأنها ألقت بنفسها من شرفتها |
Dünyamızı defalarca kurtardıkları için onlara minnet duymaktan kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | حسناً , لا يسعني إلا تقدير عدد المرات التي قد حفظوا بها هذا العالم |
Olanlarda benim üzerime de sorumluluk düştüğünü düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا يسعني إلا الشعور ببعض المسؤولية عما حدث. |
Ben sadece... bu harika rüyadan uyanacakmışız gibi düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا يسعني إلا أن أشعر انى احلم وسوف استيقظ |
Ama zavallı domuzlar için üzülmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لكن لا يسعني إلا الشعور بالأسف على الخنازير المسكينة. |
Her sabah annenizin yanında uyandığım için ne kadar şanslı olduğumu düşününce her şeyin ne kadar kolayca gerçekleştiğine şaşırmadan edemiyorum. | Open Subtitles | عندما أفكر كم أنا محظوظ لأنني أستيقظ كل صباح بجانب أمكم لا يسعني إلا أن أقف مذهولاً من مدى سهولة حدوث الأمر |
Bir Yahudi olarak, ironilere takılmadan edemiyorum. | Open Subtitles | أنا يهودي. لا يسعني إلا الإطالة في التهكم |
Normal olsaydım hâlâ birlikte olur muyduk diye düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا يسعني إلا التفكير بأنني إن كنت عادية لكنا لنبقى جميعاً معاً |
Ama yardım etmezsen, ben de sana edemem. | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون سارة، لا يسعني إلا إذا كنت مساعدتي قليلا. |
İstemediğin sürece sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا يسعني إلا إذا كنت تريد أن تكون ساعدت. |
Belki sana yardım edemem ama sanırım baban sana esin kaynağı oluyor. | Open Subtitles | ولكن لا يسعني إلا أن أفكر أن معركتك مع والدك ألقت بظلالها على تفكيرك. |
Kan şekeri seviyesindeki dalgalanmalarla ilgili tecrübeme bakınca okulda öğrenim zorluğu çeken çocukları düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | ومن خبرتي في تقلبات مستويات السكر في الدم لا يسعني إلا أن افكر بالاطفال |
Sana olan kayıtsız sevgisinin benim annelik stratejilerime tamamen ters oluşunu fark etmeden edemedim. | Open Subtitles | لا يسعني إلا أن أفكر كيف حبها اللا مشروط لك على طرفي النقيض لإستراتيجياتي في التربية |
Evet, kusura bakma, üstünü ararken fark etmeden edemedim. | Open Subtitles | أجل ، أنا آسف ، لم يسعني إلا أن ألاحظ عندما قمت بتفتيشك |
Beni desteklediğiniz için rahatsızlanmasına benim sebep olduğumu düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني إلا أن أتساءل إذا كنت أنا سبب اضطرابها الطريقة التي تفضلني بها |