ويكيبيديا

    "يسمح لك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin vermez
        
    • sana izin
        
    • müsaade
        
    • iznin
        
    • izin veriyor
        
    • hakkın
        
    • edecek
        
    • durumda
        
    • izin veren
        
    • Haber içeren
        
    • izin vermeyecek
        
    • pazarlık yapacak
        
    • sağlıyor
        
    Kardeşin dönmene izin vermez. Beni nasıl durdurabilir ki? Hey... eve hoşgeldin, evlat. Open Subtitles لن يسمح لك أخاك بالعودة كيف يمكنه ايقافي؟ مرحبًا، أهلًا بعودتك
    - Budge sana izin vermemeliydi. - Özür dilerim komiser. Open Subtitles لم يكن من الواجب على بادج ان يسمح لك بذلك اسف يا جنرال
    Bay Graves böyle davranmana müsaade etmiş olabilir, ama artık Bay Dorlund görevde. Open Subtitles السيد جرافز كان يسمح لك بذلك لكن السيد دورلاند مسؤول الآن
    Sen devlet çalışanısın. Böyle şeyler söyleme iznin var mı? Open Subtitles إنك موظف حكومي هل يسمح لك أن تقول أمراً كهذا؟
    Bu da sizin verimliliğinizin yüzde 2'den yüzde 100'e çıkmasına izin veriyor. TED وذلك يسمح لك برفع الكفاءة من واحد من عشرة آلاف إلى نحو اثنين في المائة
    Ama kanunen, ölürken beyan verme hakkın var. Open Subtitles لكن يسمح لك القانون بالقيام بتصريح احتضار
    Bir kadına asılmamda yardım edecek durumda olduğuna emin misin? Open Subtitles حقّاً ؟ هل انت متأكّد من انّ وضعك يسمح لك بمساعدتي في مغازلة النّساء ؟
    -Aydınlandığın zaman sorumu cevaplayabilecek bir durumda olacaksın ve ben de, seninkileri cevaplayacağım. Open Subtitles عند بلوغ حالة من التنوير يسمح لك للإجابة على سؤالي سوف أجيب لك.
    Biliyorsunuz temyizde sizin yeni kanıtlar sunmanıza izin veren bir dava yok. Open Subtitles أنك تعلم ليس هناك قضية يسمح .لك بعرض دليل جديد في الأستئناف
    Haber içeren gazete veya dergi bulunduramazsın. Open Subtitles لا يسمح لك ب... إمتلاك الصحف و المجلات أو تناقل الأخبار.
    Şirkette klasik savurganlığına izin vermeyecek birini arıyorlar. Open Subtitles انهم يريدون شخص في الشركة ذلك لن يسمح لك بعيدا مع الإسراف المعتادة الخاصة بك.
    Benimle pazarlık yapacak durumda olduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدي بأنك في موقع يسمح لك بالتفاوض؟
    Hiyerarşik yönetim yapıları tüm seçenekleri değerlendirmenize izin vermez. Open Subtitles تدرج القيادة لا يسمح لك بالنظر في كل الخيارات
    Asla izin vermez. Imkani yok. Open Subtitles لن يسمح لك أن تذهب ابداْ ولا بعد مليون عام
    Hiçbir yargıç bu koleksiyonu saklamana izin vermez, Ajan Booth. Open Subtitles لن يسمح لك أي قاضٍ بالاحتفاظ بهذه المجموعة أيها العميل بووث
    Uyumak isteyeceksin ama sana izin verilmeyecek... Open Subtitles سوف تريد النوم لكن لن يسمح لك بهذا
    Bu adam sana izin vermeyecek. Open Subtitles -لن تفعل ذلك . لن يسمح لك هذا الرجل بذلك.
    Eğer olmazsa, yaklaşmana müsaade edilecek tek sanat çalışması, Times Meydanı'nda satılan kadife Elvis tabloları olacaktır. Open Subtitles إذا لم يحدث ذلك , سوف نرى إليها ان العمل الفني فقط كنت من أي وقت مضى يسمح لك القريب هي اللوحات المخملية الفيس للبيع في تايمز سكوير.
    Neden burada kalmana müsaade ettiğini düşünüyorsun? Open Subtitles لما تظنُ أنّهُ يسمح لك أن تعيش هُنا.
    Ve şehir sınırını geçme iznin yok. Özellikle de Bailey Park. Open Subtitles و لا يسمح لك بالذهاب خارج حدود المدينة و خصوصاً منطقة بيلي بارك
    Şirket politikanız kaç kıç ellemenize izin veriyor? Open Subtitles كم مؤخرةً يسمح لك بالعبث بها وفق سياستكم الاتحادية؟
    Lanet şeyi esaslıca okuyana kadar incinmeye hakkın yok. Open Subtitles لا يسمح لك أن تؤذي حتى كنت قد قرأت في الواقع بشيء.
    Pazarlık edecek durumda değilsin bence arkadaşım. Open Subtitles لا اظن أنك في موقع يسمح لك بالتفاوض، يا صديقي
    Vahşi, sen bir şeyler isteyecek durumda değilsin. Open Subtitles أنت وحشي لَسْتَ بموقعٍ يسمح لك بِطَلَبِ أيّ شئ
    Kiranı vaktinde ödediğinden daha sık geç kalmana izin veren adam. Open Subtitles الشاب نفسه الذي يسمح لك أن تكون متأخراً في تسديد الإيجار...
    Haber içeren gazete veya dergi bulunduramazsın. Open Subtitles لا يسمح لك ب... إمتلاك الصحف و المجلات أو تناقل الأخبار.
    Orion buradan canlı çıkmana asla izin vermeyecek! Open Subtitles لن يسمح لك اورين بلمغادره من هنا علي قيد الحياة
    Şu anda çok zor pazarlık yapacak durumdasın, öyle değil mi? Open Subtitles أنت لست في وضع يسمح لك بالمساومة الآن.
    "Froogle" da alışveriş ile ilgili aramalar yapmanızı sağlıyor. ve Blogger da kişisel ağ güncenizi tutmanızı sağlıyor. TED يسمح لك فروقل بالبحث عن معلومات تسوق، ويتيح لك المدون بنشر الأشياء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد