Eminim ki, yargıç bizi içeri alacaktır. | Open Subtitles | أنا واثق أن قاضي المدينة الغير متحيِّز سوف يسمح لنا بالدخول |
Ev kendini boyadı. Ev bizi içeri aldı. | Open Subtitles | المنزل يطلي نفسه والمنزل يسمح لنا بالدخول |
Benimle gelip bizi içeri almasını sağlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأتي معي لتجعله يسمح لنا بالدخول. |
- Etienne, biziz! Dışarıdayız. girmemize izin vermiyorlar. | Open Subtitles | نحن بالخارج وهذا الشخص لن يسمح لنا بالدخول |
Güvenlik görevlisi içeri girmemize izin vermiyor ve Elmas Kulesi'nin sahiplerinden bir açıklama gelmedi. | Open Subtitles | حارس الأمن لم يسمح لنا بالدخول وملاك البرج لم نحصل عليهم من أجل التعليق |
Şimdi de bu adam bizi içeri almıyor. | Open Subtitles | والان هذا الشخص لم يسمح لنا بالدخول |
Adam kumarhanede ama güvenlik içeri girmemize izin vermiyor. | Open Subtitles | إنّه داخل الكازينو، وأمنهم لن يسمح لنا بالدخول. |
O yüzden rahip içeri girmemize izin vermedi. | Open Subtitles | لذلك الكاهن لم يسمح لنا بالدخول |
O yüzden rahip içeri girmemize izin vermedi. | Open Subtitles | لذلك الكاهن لم يسمح لنا بالدخول |
Brad evinize girmemize izin veren, geniş çaplı bir kontrat imzaladı. | Open Subtitles | لقد وقع (براد) عقداً شاملاً تقريباً.. يسمح لنا بالدخول وقتما تشاء لمنزلك |
- girmemize izin vermiyor. | Open Subtitles | -ولم يسمح لنا بالدخول |