Çok hızlı gidiyor, 10 dakika sonra üst geçide ulaşacak. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة عالية سيصل للطريق السريع خلال 10 دقائق |
Baksana, ben mi deliriyorum yoksa bu otobüs çok mu hızlı gidiyor? | Open Subtitles | أو إن هذا الأتوبيس يسير بسرعة عالية جداً ؟ |
Tren raya göre çok hızlı gidiyor ve hızı artıyor. | Open Subtitles | القطار يسير بسرعة أعلى من سرعة الخط وسرعته تزداد. |
Yarının ferah gökyollarında, plütonyum destekli arabasıyla saatte 200 km hızla gidiyor. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة 130 ميل بالساعة بسيارة تعمل على طاقة البلوتونيوم على طريق سماوي من الغد |
Sürücü dikkatsiz, mesaj çekiyor. 50 km hızla gidiyor. | Open Subtitles | السائق مشتت إنه يسير بسرعة 30 ميل في الساعه |
Adamı saatte yirmi kilometre hızla giden trenden atarak cinayet işleyemezsin. | Open Subtitles | ليس من المؤكد قتل شخص عند إسقاطه من قطار إنه يسير بسرعة 15 ميل فى الساعة |
Sadece her şey çok hızlı gidiyor. | Open Subtitles | كل شيء يسير بسرعة جدا، بعجلة متسارعة |
Hayır. Bu otobüs çok hızlı gidiyor. | Open Subtitles | الأتوبيس يسير بسرعة عالية جداً |
Bu şey çok hızlı gidiyor. | Open Subtitles | هذا الشيء يسير بسرعة فائقة جدا. |
- Bu bir tekne olamaz. Çok hızlı gidiyor. - Tam üstümüze geliyor. | Open Subtitles | .لايمكن أن يكون هذا قاربا - .أنه يسير بسرعة كبيرة,ويتجه نحونا |
Oldukça hızlı gidiyor ve herhalde bir bilet alacak. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة كبيرة و سيحصل على مخالفة |
Tren çok hızlı gidiyor. | Open Subtitles | إن القطار يسير بسرعة |
O kadar hızlı gidiyor olamazdı. | Open Subtitles | لم يستطع أن يسير بسرعة |
- Çok hızlı gidiyor. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة كبيرة |
- Çok hızlı gidiyor. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة كبيرة |
Az önce Ulaşım Dairesi'nin kontrol merkezini hackledim Paige'nin olduğu trenin saatte 128 km hızla gidiyor ve hızı artıyor. | Open Subtitles | لقد اخترقتُ للتو مركز التحكّم بإدارة النقل، وقطار (بايج) يسير بسرعة 130 كيلومتر ويزداد. |
Tamam, saatte 80 kilometre hızla giden bir trenin önünde duruyorum. | Open Subtitles | حسناً ، ها أنا أمام القطار الذي يسير بسرعة 50 ميل في الساعة |