Ama önce müstakbel damadımın hepimizle paylaşmak istediği bir şeyi var. | Open Subtitles | ولكن أولاً، صهري المستقبلي لديه أمرٌ يريد أن يشاركنا إيّاه |
Efendim belki de iç işleri bakanı kendi eylem planını paylaşmak istiyordur. | Open Subtitles | سيدى، ربما وزير الداخلية يريد أن يشاركنا بـ خطته |
Bu geceyi başkalarıyla paylaşmak istemedim. | Open Subtitles | لا نريد أن يشاركنا في هذه الليلة آخرون. |
Ve bizim de o kaynaktan su çekmemize izin vermelidir. | Open Subtitles | فعلية ان يشاركنا بهم يجب أن يسمح لنا أن نستفيد منهم |
Bazılarımız sadece acımızı paylaşan bir Tanrı'ya inanabileceğine ikna oldu. | TED | لقد انتهى البعض إلى أننا يجب أن نؤمن فقط في رب يشاركنا آلامنا. |
Elbette. Adam zenginliğini paylaşmalı. | Open Subtitles | بالطبع، ذلك الرجل هناك يجب يشاركنا معه في الثروة يا رجل |
Sorun şu ki, herkes uzaylılara karşı açıklık politikamızı paylaşmıyor. | Open Subtitles | المشكلة، أن لا أحد يشاركنا سياستنا في الانفتاح مع الفضائيين |
- Bu güzel yeri paylaşmak istedik. | Open Subtitles | - أردنا فقط أن يشاركنا الناس هذا المكان الجميل |
Haklısın içimizden birinin diğerlerinden fazla bilgiye sahip olmasındansa bilgiyi paylaşmak daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | صــحيح لـكن الأن هنـاك شخص مـنا يملك معلومات أكثر من البــقية أليـس من الأفـضل أن يشاركنا إياها , لنكون جميـعنا على نفس المستـوى من المعرفة |
Bay Lawrence'ın bizimle paylaşmak istediği bir teorisi var. | Open Subtitles | السيد لورانس لديه نظرية يفضل أن يشاركنا إياها أنها ... |
Şimdi kim paylaşmak ister? | Open Subtitles | من يودّ أن يشاركنا تالياً ؟ |
Başka paylaşmak isteyen var mı? | Open Subtitles | هل هناك أحد يود ان يشاركنا |
Ve bizim de o kaynaktan su çekmemize izin vermelidir. | Open Subtitles | فعليه ان يشاركنا بهم يجب أن يسمح لنا أن نستفيد منهم |
Ve bizim de o kaynaktan su çekmemize izin vermelidir. | Open Subtitles | فعلية ان يشاركنا بهم يجب أن يسمح لنا أن نستفيد منهم |
Kendi hikayesini paylaşan kişinin dilini yansıttığımızda, onların kim olduğuyla ilgilendiğimizin ve başlarından geçenleri anladığımızın mesajını veriyoruz. | TED | عندما نستخدم نفس اللغة التي تحدث بها الشخص الذي يشاركنا قصتّه، فإننا نعلمهم بأننا مهتمون بفهم ماهم عليه وما يمرون به. |
Bizimle aynı endişeleri paylaşan buradaki hükümetten biriyle bağlantıya geçtik. | Open Subtitles | لقد طورنا علاقة مع أحدهم في الحكومة هنا والذي يشاركنا المخاوف. |
Ve bunu bugün bizimle paylaşan herkesi kutsa. | Open Subtitles | بارك كل من يشاركنا إياه اليوم |
- Ki bu nedenle eyalet savcılık makamı bu adaletsizlikteki kızgınlığımızı paylaşmalı. | Open Subtitles | -لهذا السبب يجب أن يشاركنا مكتب المستشار العدلي في غضبنا بسبب هذا الظلم |
Ama yanımda birisi var, o benimle aynı sabrı paylaşmıyor. | Open Subtitles | لكن هناك شخص هنا لا يشاركنا نفس الصبر |