Bu sıcaklıkta, herkes soğuk su içiyor, fanları veya klimaları var. | Open Subtitles | في هذا الحـرّ، الجميع يشربون الماء، لديهم مروحة أو مكيف للهواء. |
Benim efendim. Romalılar domuz gibi içiyor ama iyi para veriyorlar. | Open Subtitles | سيدي هؤلاء الرومان يشربون مثل الخنازير لكنهم يدفعون جيدا |
Bu reklam, zaten çokça içki içen çocuklar için yapılmıştı. | Open Subtitles | كان هذا الإعلان موجهاً للأطفال . الذين بالفعل يشربون بكثرة |
Radyo dinleyip çaylarını içerler ve umursamazlar... özgür olmanın anlamını. | Open Subtitles | كانوا يستمعون إلى الراديو، يشربون الشاي، في درجة من الحرية صفر. |
Hepsi aç, hepsi sarhoş, ve bu mutfaktan çıkan herşeye bayılıyorlar. | Open Subtitles | الناس جوعى ، يشربون ويحبون كل شيء يخرج من هذا المطبخ |
Ve insanlar eğleşmeye, içmeye ve yemeye başladı. | Open Subtitles | و إنطلق الناس فى لهوهم أخذوا يأكلون و يشربون |
- Tüm dostların bedava içiyor. | Open Subtitles | فجميع أصحابك يأتون كل ليلة، و يشربون دون أن يدفعوا |
Meksika'da küçük çocuklar bile kahve içiyor. | Open Subtitles | حتى الأطفال الصغار فى المكسيك يشربون القهوه |
Ben de böbürlenmek istemem ama, bu kulüpteki herkes... benim içkilerimden içiyor. | Open Subtitles | حسناً، لا أقصد التفاخر أيضاً، ولكنجميعمن في هذاالملهى.. يشربون إحدى مشروباتي |
Öyle görünüyor ki, viski içen adamlar nedense seksten bahsetmeye başlıyorlar. | TED | فتبين لسبب ما، أن الرجال الذين يشربون الويسكي يلمحون إلى علاقات جنسية غريبة بطريقة تلقائية. |
Köpüklü bira içen Adamlar duymuş | Open Subtitles | رجال يشربون الجعة من كؤوس تعلوها الرغوة سمعوه |
Büyükler kahve içerler ve büyüklere özgü şeyler yaparlar. | Open Subtitles | انهم يشربون القهوة و يفعلوا ما يناسب سنهم |
Ve sanırım içki bu kez bağımlısını değil, olmayanı öldürdü. | Open Subtitles | لاحظت أن المشروبات الكحولية تقتل الذين يشربون والذين لا يشربون |
10 dakikadır sarhoş taklidi yapıyorlar ve bir yudum bile içmediler. | Open Subtitles | كانوا يتظاهرون انهم يشربون للعشر دقائق الماضية ولم يأخذوا رشفة واحدة |
Ve insanlar eğleşmeye, içmeye ve yemeye başladı. | Open Subtitles | و إنطلق الناس فى لهوهم أخذوا يأكلون و يشربون |
Hiç kimse onlardan su içmez, şişe kullanırlar. | Open Subtitles | ما عاد أحد يشرب من مبردات المياه، وإنما يشربون من القناني. |
Epey bira içtiler, değil mi? | Open Subtitles | هؤلاء الناس يشربون الجعه بكثره , أليس كذلك؟ |
İnsanların idrar testi sonucunu bozmak için litrelerce su içtiğini bilirim. | Open Subtitles | أ تعرفين, رأيت من قبل أشخاص يشربون خمس غالونات من الماء و يحاولوا تمييع بولهم |
Derdi ki, "Delhi'de sokaklarda aç yatan milyonlarca çocuğum var ...neden bana süt döküyorsunuz, onlara verin de içsinler." | Open Subtitles | سيقول " كل يوم هناك الملايين الجوعى المُشردين ..... (في شوارع (نيو دلهي دعوهم يشربون هذا اللبن الذي "تُعطوني إياه |
Diğer çocuklar... ..ağaçların arasında gizlice sigara içerken ben evin arkasında saklanıp parmaklarımı boğazıma sokardım. | Open Subtitles | عندما كان الفتية الآخرون فى الغابات يشربون السجائر كنت أختبيء خلف المنزل و أضع إصبعى فى حَلقى |
Gerçek erkekler bu kadar küçük bardaktan içmezler. | Open Subtitles | الرجال الحقيقيون لا يشربون من أكواب بهذا الحجم الصغير |
Onların yeraltı suyu içtiklerini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن أهالي تلك المنطقة يشربون من المياه الجوفية |
Kimi alkol, kimi uyuşturucu bağımlısıdır. | Open Subtitles | بعض الأشخاص يشربون البعض يعاقرون المخدرات, أنا أتعاطى السكريات |
Bazen insanlar burada silah taşırlar ve çok içmiş olurlar. | Open Subtitles | احيانا ياتى البعض و معة اسلحة و يشربون كثيرا |