Aramızda bağlantı olduğu için kıskanıyor. Hayır, yok. | Open Subtitles | إنه فقط يشعر بالغيرة لأنه بيننا رابط مميز |
Belli ki ayyaşın teki senin yükselen yıldızını kıskanıyor. | Open Subtitles | من الواضح أنه هناك شخص يشعر بالغيرة من نجاحك |
Tamam, bak, belki bir kısmım kıskanç çünkü harika bir erkeğe sahipsin ve güzel bir düğünün olacak. | Open Subtitles | حسناً، اسمعي، ربما جزء منّي يشعر بالغيرة لأنكِ حصلتِ على رجل رائع وستحصلين على زفاف مذهل |
Lord Aris ile görüştükten sonra okudum, daha sonra tekrar gelmesini istedim, bakmak için, ama bazıları kıskandı sanırım. | Open Subtitles | لإعادة النظر والتحقيق فيها ولكن شخص معين قد يشعر بالغيرة |
Besbelli birileri yakın, profesyonel ilişkimizi kıskanmış. | Open Subtitles | من الواضح أن أحدهم يشعر بالغيرة من علاقتنا المهنية المتينة |
Belki kıskanmıştır falan. | Open Subtitles | .ربما أنه يشعر بالغيرة أو ما شابة .. لا أعـ |
Hayır, demedim. Tanıştığın en az kıskanan adamımdır ben. | Open Subtitles | كلا, إنني أقل شخص يشعر بالغيرة في العالم |
Ya da ben en iyi arkadaşıyla bu kadar çok vakit geçirdiğim için kıskanıyordur. | Open Subtitles | أو يشعر بالغيرة لأني أقضي .. الكثير من الوقت مع صديقه المقرب 0 |
kıskanıyor çünkü Jesse eve çok güzel bir kız getirdi ve yaşlı olduğum için benden bıktı. | Open Subtitles | إنه فقط يشعر بالغيرة.. بأن جيسي اصطحب فتاةً جميلة.. وهو يشعر بالملل مني |
Bak sen, yoksa biri tüm bu ilgiyi kıskanıyor mu? | Open Subtitles | شخصٌ يشعر بالغيرة من كل هذه الأضواء؟ |
Aynen, sanırım herkes beni kıskanıyor. | Open Subtitles | أظن أن الجميع يشعر بالغيرة مني |
Bence Stuart sizin kocanız pizza işinden kurtulup önemli biri olduğu için onu biraz kıskanıyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ (ستيوارت) يشعر بالغيرة لأنّ زوجكِ توقف عن صنع البيتزا وأصبح رجلاً ناجحاً |
Birileri kıskanıyor galiba. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يشعر بالغيرة |
Öncelikle bana kıskanç bir erkek arkadaş muamelesi yapmayı keselim. | Open Subtitles | أولاً يمكنكما التوقف عن معاملتي كحبيب يشعر بالغيرة |
kıskanç koca eşini buraya kadar takip eder. | Open Subtitles | زوج يشعر بالغيرة يتتبع زوجته الخائنة إلى هُنا |
Tabii ki problem yaşıyorlardı, hatun benimle takılıyordu, o da kıskandı. | Open Subtitles | أنتِ مُحقة قطعاً ، كانت بينهم مشاكل كانت تُلاطفني وكان يشعر بالغيرة |
Hayatı boyunca bir müfettişti ve aniden benim komiser olduğumu görünce çok kıskandı. | Open Subtitles | لقد كان مفتشاً طوال حياته و... فجأة ترقيت إلى مأمور ، لذا هو يشعر بالغيرة. |
Biri kıskanmış olabilir mi? | Open Subtitles | أهناك أحد يمكنه أن يشعر بالغيرة من هذا ؟ |
- Adam kıskanmış. | Open Subtitles | -إنّه يشعر بالغيرة |
Belki de arabamı kıskanmıştır. | Open Subtitles | رُبما كان يشعر بالغيرة من سيارتي. |
Belki kıskanmıştır falan. | Open Subtitles | ربما أنه يشعر بالغيرة أو ما شابة. |
Sen de Mozart' ı kıskanan adamsın. | Open Subtitles | وأنت مثل ذلك الرجل الذي كان يشعر بالغيرة من (موزارت) |
- Rosamund kıskanıyordur. | Open Subtitles | -روزاموند) كان يشعر بالغيرة) |
Onu cebime koyacağım. Diğer arkadaşlar kıskanır. | Open Subtitles | نعم أنا أبقيها في جيبي البعض من الرجال الآخرين يشعر بالغيرة |
Babanın tahtını kıskanıyordu. | Open Subtitles | كان يشعر بالغيرة من عُرش والدك |