"يشعر بالملل" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sıkılmış
• sıkıldı
• sıkılmıştır
• canı sıkılıyor
• Sıkkın

Ben de acıkmış ve sıkılmış şişman bir adamın hikayesini biliyorum.
لدي قصة عن شاب سمين الذي يشعر بالملل والجوع

Okuduğu kitaptan sıkılmış ve tüm gün TV izliyor.
و يشعر بالملل لأنه قرأت كتاباً و يُشاهد التلفاز طوال اليوم

- sıkılmış işte. Eninde sonunda, yeni mektup arkadaşı bulur.
انه يشعر بالملل سوف يحصل على صديق زنزانة في السجن الجديد في نهاية المطاف

Aklıyla nesneleri oynatan adam başına kadar sıkıldı.
رجل يحرك أشياء بعقله ثم يشعر بالملل من قدراته.

Sonra sıkılmıştır ve hoşçakal bile demeden ayrılır gider.
ومن ثم يشعر بالملل وفقط يرحل دون حتى ان يودعك

Çocuk yalnız ve canı sıkılıyor.
انه فقط يشعر بالملل و الوحدة

Sıkkın bir aklın büyücülükle neler yapabileceğini anlıyor musun?
أترى ما يمكن لعقلٍ يشعر بالملل أن يستحضر؟

Haberler milli karakterimizi bize yansıtıyor ve aynada sıkılmış ve sıkıcı bir genç görmek istemiyorum.
الأخبار تعكس هويتنا القومية ولا أحب رؤية يافع يشعر بالملل والضجر في المرآة.

Yaşlı, üzgün adamın biriydi, evliliğinden sıkılmış seksi, güzel bir götü sikmekten heyecanlanmıştı.
لقد كان رجلا كبير في السن وحزين يشعر بالملل من زواجه متحمساً للاستمتاع بفتاة مثيرة وصغيرة في السن

- sıkılmış halini yeğlerdim.
كنت أفضله عندما كان يشعر بالملل

Adam resim yapmak istedi, sıkılmış.
آدم) أراد أنْ يرسـم , لقد كـان يشعر بالملل )

Demek sıkılmış.
فهو يشعر بالملل.

Orada çok canı sıkılmış.
إنهُ يشعر بالملل الشديد هناك

Zıt kutuplar birbirini çeker biliyorum ama alınma, muhtemelen sıkıldı.
أعرف أن هذا ضد الأنجذاب لكن، بدون أهانة، ربما يشعر بالملل

Em, boyamadan sıkıldı. Oynamak için dışarı çıktı.
كان يشعر بالملل EM مع التلوين، فذهبت خارج للعب.

Benden çok sıkıldı.
انه يشعر بالملل الشديد معي

Mürettebatın canı sıkılmıştır.
الطاقم يشعر بالملل

Hayır belki gerçekten sıkılmıştır.
مهلاً - لا، ربما يشعر بالملل -

Zavallı Markham'ın canı sıkılıyor.
-المسكين (ماركهام) يشعر بالملل