Burada bir terslik var. Bunu biliyorum ama kimse inanmıyor. | Open Subtitles | حدث شيء ما هنا أعلم ذلك ، ولا أحد يصدقني |
Bunu ben yapmadım. Ben masumum. Neden bana kimse inanmıyor? | Open Subtitles | انا لم افعل شيئاً انا بريئة لماذا لا يصدقني احد |
Ben de Ede bebeği düşürdüğümü söyledim ama bana inanmadı. | Open Subtitles | لذا أخبرت إدي أنني قد فقدت الجنين لكنه لم يصدقني |
Ben de Ed'e bebeği düşürdüğümü söyledim ama bana inanmadı. | Open Subtitles | لذا أخبرت إدي أنني قد فقدت الجنين لكنه لم يصدقني |
Onlara söylediğimde, hiç. Kimse bana inanmaz zaten. | Open Subtitles | وإذا قلتها أنا فلا بأس لأن أحداً لا يصدقني على أية حال |
Hiç bir şeyi kabullenmiyorum. Tuzağa düşürüldüm. En kötüsü de bana kimse inanmıyor. | Open Subtitles | لست أنحني وأموت ، لقد نصبوا لي فخاً والأسوأ من ذلك هو أن لا أحد يصدقني |
Hayır, anne hatırlıyorum, neden kimse artık benim bildiğim şeyi bildiğime inanmıyor. | Open Subtitles | أنا أتذكر لماذا لا يصدقني أحد بما أقوله دائماً؟ |
Ve bana inanmanı istiyorum, çünkü kimse inanmıyor. | Open Subtitles | وآحتاج آن تصدقني لإنه لم يصدقني آحداً آخر |
Biliyor musun, bu olanları terapistime anlattığımda bana inanmıyor. | Open Subtitles | أتعلمي, معالجي لا يصدقني عندما أخبره بهذه القصص |
En kötüsü de kimse bana inanmıyor. | Open Subtitles | والشيء الأسوأ في كل هذا أن لا أحد يصدقني. |
57 yıl boyunca senin hikâyeni anlattım kimse bana inanmadı. | Open Subtitles | لمدة 75 عاماً قمت بسرد حكايتك لم يصدقني أحد إطلاقاً |
Amcam bana inanmadı. Eğer yardım etmezsen... | Open Subtitles | العم ريد لم يصدقني ، وإذا كنت لن تساعدني. |
Neyse ki bana inanmadı, yoksa öldürmek zorunda kalacaktım. | Open Subtitles | الحمدلله أنه لم يصدقني لأن لا أضطر لقتله |
Bana inanmadı çünkü ona "Bugün babamın doğum günü. | Open Subtitles | هو لم يصدقني لأني قلت له أنه عيدميلاد والدي |
Burada kalıp anlatmalısın, kimse bana inanmaz. | Open Subtitles | يجب أن تبقى لتفسر الأمر . فلن يصدقني أحد |
Şimdi yalan söyledim diyemem bana inanmaz. | Open Subtitles | لا أستطيع أن اخرج الكلام هكذا, أو انه لن يصدقني أبداً |
- ve sen kesinikle hırsız değilsin - en azından biri bana inanıyor sadece ben olduğumu düşünmüyorum | Open Subtitles | - وانتي لست سارقة - على الاقل هناك شخص يصدقني ولا أظن انه انا فقط |
Tamam, ileri görüşlüsün, ve bana inanan tek kişisin. | Open Subtitles | حسنا، أنت تصوري وأيضا الوحيد الذي يصدقني |
Onlara gösterebilirim bile ve bana hiç kimse inanmazdı. | Open Subtitles | كان بإمكاني اظهار ذلك لهم ولن يصدقني أحد |
Söylemeye çalıştım, ama inanmıyorlar. Kimse inanmayacak. | Open Subtitles | حاولت اخبارهم , ولكنهم لم يصدقوني لا احد يصدقني |
Ama bu mesafeden bile bir kere daha bana inanmak isteyen o şaşkın çocuğa ulaşıyorum. | Open Subtitles | لأطلب منه ان يصدقني مثل ذي قبل |
Öz abim bana inanmazken, kim inanacak ki bana? | Open Subtitles | إن لم يصدقني أخي الوحيد من سيصدقني بحق السماء؟ |
Önceleri bana inanmadığı için, karnımı 25 kere yumruklamasına izin vermek zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | كان عليّ أن أتركه يضربني 25 مرة في, المعدة قبل أن يصدقني |
Ama tabii, bana neden başkası inansın ki? | Open Subtitles | بالطبع، لماذا يجب أن يصدقني اي شخص؟ |
Ama zeki bir adamın bana inanmasını bekleyecek kadar da aptal olmazdım. | Open Subtitles | لكنني لن أكون بالغباء الكافي لأنتظر من الطرف الآخر أن يصدقني اسمع.. |
Benden bir sır alamazsa, bana inanmayacaktır. | Open Subtitles | إذا لم يحصل على سر مني فلن يصدقني |
Moleküllerin varlığını kanıtlamıştım ve kimse bana inanmamıştı. | Open Subtitles | لقد اثبت وجود الجزيئات,و ولم يصدقني احد |