ويكيبيديا

    "يصطادون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • avlıyorlar
        
    • avlanırlar
        
    • avlanıyorlar
        
    • avlanıyor
        
    • avlanır
        
    • avlıyor
        
    • avlanırken
        
    • av
        
    • avlıyorlardı
        
    • peşinden gidiyorlar
        
    Eğer geyik yoksa, ne avlıyorlar? Open Subtitles ولكن لو لا توجد غزلان هناك، فماذا يصطادون إذن؟
    Yırtıcı hayvanların en iyileridirler ama en başarılı şekilde suda avlanırlar bu yüzden genelde avladıkları hayvanlar buzun üzerinde daha güvendedirler. Open Subtitles أنهم المفترسات الأعلى مرتبة لكنهم يصطادون بنجاح أكبر في الماء ..لذا , ولحد بعيد
    Bu şekilde avlanıyorlar. Kendilerini yiyecek kaynağına mandallayıp, etini taze tutuyorlar. - Ne yapacağım şimdi? Open Subtitles هكذا يصطادون يستولون على مصدر طعام و يبقونه طازجا
    Anne kutup ayısı ve dört aylık yavrusu avlanıyor. Open Subtitles دبّة وأشبالها ذو الأربعة أشهر من العمر يصطادون
    Kayıt yok. Ama vampirler avlanır ve öldürür. Open Subtitles .. ليس هناك شيئ يقول ذلك ولكن مصّاصي الدماء يصطادون ويقتلون
    Hükümetin ajanları dışarıda masum insanları avlıyor ve sen başlattığın şeyi durdurmalarını söylemezsen de durmayacaklar. Open Subtitles , عملاء الحكومة يصطادون البريئين و سيتابعون فعل هذا إلى أن توقف ما بدأته
    Bu, şimdiye kadar bilinmiyordu zira gece avlanırken hiç görüntülenmemişlerdi. Open Subtitles نحن لم ندرك هذا حتى الآن بسبب أننا لم نرهم يصطادون ليلا
    Demek istediğim, yani... şu anda bir insan avlıyorsun en tehlikeli av. Open Subtitles ذلِك ثقيلٌ قليلاً. إنَّهم يصطادون البشر الآن
    İnsan avlıyorlar. Open Subtitles إنهم لا يصطادون الدببة إنهم يصطادون البشر
    Sattıkları balıkları, kaynakları sınırlı yerden avlıyorlar. Open Subtitles إنّهم يصطادون أسماكهم من مصدر في تناقص مستمرّ
    Bu topluluklar kötü hava sırasında hayati önem taşıyor çünkü yetişkinlerin çoğu denizde, hızlı büyüyen aileleri için balık avlıyorlar. Open Subtitles دُورُ حضاناتٍ كهذه لا غنىً عنها خلال طقسٍ سيء حيث معظم البالغون انصرفوا إلى البحر، يصطادون لأسرهم سريعة النمو
    Çift olarak avlanırlar. Ama çocuğun doğumu ile üçlü olarak... Open Subtitles يصطادون في أزواج ، لكن عملية الولادة أقرب إلى ...
    Her ay, dolunayda bir takım olarak avlanırlar. Open Subtitles كل شهر عند اكتمال القمر... يصطادون كفريق واحد.
    Gölgede ve sürülerle avlanırlar. Open Subtitles إنهم يصطادون في الظل وبأعداد كبيرة
    Sürekli avlanıyorlar. Burada durursan, seni bulurlar. Open Subtitles أنهم يصطادون دومَا أذا بقيت سيعثرون عليك
    Zaten korkuyorlar. Bu yüzden avlanıyorlar. Open Subtitles .إنهم خائفون بالفعل .لهذا السبب إنهم يصطادون
    Sürü olarak avlanıyorlar. Hızlı ve çirkinler. Open Subtitles إنّهم يصطادون في مجموعات , بشكل قبيح مثل سرعتهم
    Hayatlarını normal şekilde yaşamaya çalışıyorlar. Hala avlanıyor ve balık tutuyorlar. Open Subtitles يُحاولونعيشحياتهمبصورةطبيعية، وما يزالون يصطادون الحيوانات والسمك.
    Bu adamlar hedeflerin bol olduğu yerlerde avlanıyor. Open Subtitles انهم من كل مكان هؤلاء الرجال يصطادون بأماكن غنية بالأهداف
    Söyle bana, Abydos insanları avlanır mı? Open Subtitles أخبرنى ، هل قوم أبيدوس يصطادون ؟
    Marduklar robotları avlıyor olsa da asiler insan hakları diye bağırıyor Robot Yasası'nda değişiklik ilanıyla halkı kışkırtıyorlar. Open Subtitles وضع الأمني القومي في خطر أنا أتفق مع سيدي فحتى مع وجود المالدوك يصطادون الآليين المضروبين، فالثوار سيقولون بأنه دليل أن الآليين خطر على الآدميين
    Hint kurtları nadir bulunurlar, ama en çok yağmur mevsiminde hem yavruları hem de kendileri için avlanırken görünürler. Open Subtitles الذئاب الهنديّة ليست شائعة، لكن تُرى أكثر في الموسم المطير عندما يصطادون لأجل جرائهم ولأنفسهم.
    av peşindeyken yavrularını gel-gitin olduğu alanlara bırakırlar. Open Subtitles يتركون أشبالهم في المناطق المدّية عندما يصطادون
    Ek iş olarak kaçak timsah avlıyorlardı. Open Subtitles كانوا يصطادون التماسيح غير قانونياً على الجانب
    Zengin tüccarlar ve onlar gibilerin peşinden gidiyorlar. Open Subtitles يصطادون سفن التجارة المحملة بالغنائم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد