ويكيبيديا

    "يصطحبني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • götürürdü
        
    • götürmek
        
    • götürecek
        
    • götürmesini
        
    Babam beni Yankee stadyumuna götürürdü ve Yankee'lerin kazanışını izlerdik. Open Subtitles و كان ابي يصطحبني لمشاهده فريق اليانكي و هو ينتصر في ملعبه
    Babam size saçını kestirmeye giderken beni de yanında götürürdü. Open Subtitles كان أبي يصطحبني معه عندما يذهب لحلاقة شعره.
    Büyükbabam beni gezmeye götürürdü. Bana bildiği her şeyi öğretti. Şu an ölü. Open Subtitles ‫كان جدّي يصطحبني معه ‫علّمني كل ما يعرفه أو كان يعرفه
    Çarşamba sabahı, kim beni kösele ayakkabılarıma yeni topuk taktırmaya götürmek ister? Open Subtitles من يود أن يصطحبني صباح يوم الأربعاء لشراء نعل ٍ جديد لحذاء المناسبات الذي لدي؟
    Eve dönerken bir evsiz beni evime götürmek istedi. Open Subtitles وحاول رجل مشرد أن يصطحبني في الطريق إلى المنزل
    Ettinger beni polis merkezine götürecek. Open Subtitles ايتينجرز سوف يصطحبني الى قسم الشرطة
    beni 3 kez Twister'a götürmesini sağlamak için söz veririm sende bu sayede uzaklaşabilirsin. Open Subtitles أعِدُكِ بأنني سأجعله يصطحبني للأفعوانة ثلاث مرات حتى تستطيعين الهرب.
    3 yaşından beri maçlara götürürdü beni. Open Subtitles كان يصطحبني للمباريات منذ كنتُ في الثالثة من عمري.
    Sık sık arabayla çıkar, beni bir yerlere götürürdü. Şarkıcıydı. Open Subtitles و يصطحبني أيضاً لأماكن و كان مغنياً.
    Benim babam beni sürekli sinemaya götürürdü. Open Subtitles كان أبي يصطحبني إلى السينما طوال الوقت
    Beni bazı partilere götürürdü. Open Subtitles كان... يصطحبني إلى تلك الحفلات
    Hiçbirinden değilim ama küçükken babam, ne zaman bir şey öğretmek isterse kardeşimle beni St. Paul'e götürürdü... Open Subtitles لست نصرانياً, لكن أبي اعتاد على أن يصطحبني وأخي لكنيسة القديس (بول) عندما يريد أن يثبت وجهة نظر.
    İşin kötüsü, beni de yanında götürmek asıl onun için çok zor oldu... çünkü kendi hislerimi ona da bulaştırdım. Open Subtitles والأسوأ من ذلك، أنه كان من الصعب عليه أن يصطحبني... لأنني جعلته يفكر بهذه الطريقة الآن هو خائف
    Yarın, beni akşam yemeğine götürmek istiyor. Open Subtitles ويريد أن يصطحبني... لتناول العشاء غداً
    O halde acaba başka biri mi beni Inverness'e götürmek zorunda kalacak? Open Subtitles إذاً أعتقد أنه يجب أن يصطحبني أحدهم الى (إينفيرنيس)؟
    Sam'in neden beni akşam yemeğine götürmek istediğini anlıyorum. Open Subtitles لهذا (سام) أراد أن يصطحبني إلى العشاء
    Beni Palm Springs'e götürmek ist... Open Subtitles (يريد أن يصطحبني إلى (بالم سبـ...
    Tomas beni Amsterdam' a götürecek. Open Subtitles حسنا،"توماس"سوف يصطحبني معه إلي(أمستردام)
    Chet bu akşam beni tiyatroya götürecek. Open Subtitles -تشيت) يصطحبني للمسرح هذا المساء) .
    Beni oraya götürmesini sağlayacağım. Open Subtitles سأعمل على جعله يصطحبني إلى هناك
    Sekizinci sınıfta Peter Bucherelli'ye beni dansa götürmesini istemeye zorladı. Open Subtitles جبرني هذا في الصف الثامن (على أن أطلب من (بيتر بتشرالي بأن يصطحبني إلى الحفل الراقص

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد