ويكيبيديا

    "يصطدم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çarpıyor
        
    • çarpar
        
    • çarpmasın
        
    • çarpmayacak
        
    • çarpışır
        
    • çarpmadı
        
    • çarpmasına
        
    • çarpıp
        
    • çarptı
        
    • çarparsa
        
    • tosluyor
        
    • çarpmanızdan
        
    İki kardeş, jipteler sonra bir meteor çarpıyor ve olabildiğince hızlı kaçıyorlar dev kedi canavarlardan. Open Subtitles أخوان في عربة ثم يصطدم نيزك بالأرض ثم يهربون بأسرع ما يستطيعون من القطط الوحشية العملاقة
    Bütün yüzey havadan oluşan bir şemsiye ve su hava tabakasına çarpıyor çamur çarpıyor, beton çarpıyor ve kayıp gidiyor. TED أنها مظلة للهواء وكل شيء عبره، وهذه الطبقة من الهواء هي ما يصطدم بها الماء، ويصطدم بها الطين، ويصطدم بها الأسمنت، وتنسل منه.
    Dünyamıza sürekli olarak kaya ve meteorlar çarpar. Open Subtitles الآن دائماً ما يصطدم بالارض بعض الصخور والشُهب
    Tamponu duvara çarpmasın diye garajda asılı bırakırdı eskiden seni. Open Subtitles اعتاد أن يبقيك في المرآب لذا مصد سيارته لا يصطدم بالجدار.
    En azından altı ay içinde bize çarpmayacak. Bu iyi. Şimdi başka bir çözüm için üç yılımız var demek. TED أوك؟ لن يصطدم بنا الجرم في ستة أشهر. هذا جيد. الآن أمامنا ثلاث سنوات لنقوم بشئ آخر.
    Yayıldığı zaman bir pozitron, çevresindeki başka bir molekülden gelen bir elektronla çarpışır. TED وعندما تنبعث، فإنّ بوزيترونًا يصطدم بإلكترونٍ، منبعثٍ من جزيئةٍ محيطةٍ به.
    - İçime girdi sanki. İçine girmedi, hatta çarpmadı bile. Sana sürtündü. Open Subtitles انه لم يصطدم بك او يضربك او ماشابة انما قام بالأحتكاك معك , والأحتكاك هو السباق
    Sokağa çıkmasına engel olamayıp dondurmacı arabasının çarpmasına ramak kalmasına neden olan benim. Open Subtitles أنا التي جعلته يخرج إلى الشارع و كاد أن يصطدم بعربة أيس كريم
    Onu görmemizi istemezdi.... ...fakat içmiş olurdu ve bir şeye çarpıp herkesi uyandırırdı. Open Subtitles لكنه كان دائما سكران ، و بالتالي كان لابد أن يصطدم بشيء ما و يوقظ كل من بالمنزل
    Bu sabah bir araba çarptı kadar olmaz ve hastaneye koştu. Open Subtitles ليس قبل أن يصطدم بسيارة هذا الصباح . و يأخذوه إلى المشفى
    Biri bize çarparsa ön camdan uçmak... da rahatsız edici olabilir. Open Subtitles حسنا , عندما يصطدم بنا أحد وتطير من الزجاج الأمامي هذه غير مريحة أيضا والآن ضع حزام الأمان
    Yani, elbette o iğrenç bir katil, ama aynı zamanda duvarlara tosluyor. Open Subtitles "أعني أنّه قاتل شنيع بالتأكيد ولكنه يصطدم بالجدران أيضاً"
    Duvara çarpmanızdan önce nasıldı? Open Subtitles كيف كان حاله قبل أن يصطدم بالحائط؟
    Kör çita ağaçlara çarpıyor ve çuvallıyor. Bu boktan bir durum. Open Subtitles "فهد" اعمى يصطدم بالاشجار, هذا مريع
    Bazen yan tarafa çarpıyor. Open Subtitles وهو يصطدم بالحافة أحيانا
    Arabayı o sürüyor çarpıyor ve kaçıyor. Open Subtitles ثم يصطدم ، و يهرب فبمن سيتصل؟
    50 metre gidemeden karşıdan gelen bir arabaya çarpar. Open Subtitles و لم يتعدى أكثر من 50 قدما قبل أن يصطدم في سيارة قريبة
    Yağmurun savurduğu soğuk gözyaşları çarpar buğulanmış pencere camıma Open Subtitles مع البرد, والدموع الباردة يصطدم المطر بِلوح زجاج النافذة
    Çıkarken dikkat edin, kapı çüklerinize çarpmasın. Open Subtitles لا تدعوا الباب يصطدم بقضبانكم وأنتم خارجون
    Pervaneye çarpmasın mı demek istiyorsun? Open Subtitles أتعني لكي لا يصطدم بالمروحة؟
    Daha gelmesine beş gün var, bize de çarpmayacak. Open Subtitles سيصل إلينا بعد خمسة أيام ولن يصطدم بنا.
    Daha gelmesine beş gün var, bize de çarpmayacak. Open Subtitles سيصل إلينا بعد خمسة أيام ولن يصطدم بنا.
    Genellikle ikili toplam enerjiyi koruyarak ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra birbiriyle çarpışır ve yok olur. TED عادةً، يصطدم الاثنان ويفني أحدهما الآخر بُعيد ظهورهما، حفاظًا على الطاقة الكليّة.
    Sana haberlerim var, bana tren falan çarpmadı. Open Subtitles لدي أخبارٌ لكِ. في حال أنك لم تلاحظي، لم يصطدم بي أي قطار.
    Etraftan geçen masum birine çarpmasına müsaade etmek mi? Bacakları çalışıyor. Open Subtitles أن نتركه يصطدم بعابرٍ لا ذنب له؟
    Buraya çarpıp, sekmez ve buraya çarpıp buraya düşmez. Open Subtitles لن يكون هكذا يصطدم هنا ,ثم يأتى هنا ,ثم يلتف هنا ,ويصطدم هنا ويقع هنا
    Onu durdurmak için koştum ama araba onun yerine bana çarptı. Open Subtitles جريّت حتى لا يصطدم باى سيارة ولكنى صُدمت انا
    Böylesine küçük bir kasabada, bir çocuk telefon direğine çarparsa ya uyuşturucu ya da alkol yüzündendir. Open Subtitles في قرية صغيرة كهذه عندما يصطدم طفل بعمود غالباً ما يكون مخدرات أو كحوليات
    Yani, elbette o iğrenç bir katil, ama aynı zamanda duvarlara tosluyor. Open Subtitles "أعني أنّه قاتل شنيع بالتأكيد ولكنه يصطدم بالجدران أيضاً"
    Duvara çarpmanızdan önce nasıldı? Open Subtitles كيف كان حاله قبل أن يصطدم بالحائط؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد