Onları kurutucuya koymamamı söylemek ne kadar zor? | Open Subtitles | كيف يصعب عليكَ أن تطلب منّي ألاّ أضعها بالمجفف؟ |
Tamam. Biliyorum evinde kalmak senin için zor. | Open Subtitles | حسنٌ، أعلم أنه يصعب عليكَ البقاء بمنزلك، |
Karını yüzüstü bırakmıştın. Beni bırakmak neden bu kadar zor geliyor? | Open Subtitles | لقد تخليّتَ عن زوجتك، لماذا يصعب عليكَ تركي؟ |
Belki de House'un onun yerine bir başkasını getirmesi hâlâ ona bir şeyler hissediyorken zor gelmiştir. | Open Subtitles | لعلّه يصعب عليكَ رؤية (هاوس) يستبدلها بينما لا تزال تكنّ لها مشاعر |
Dean, bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعلم يا (دين) بأنه يصعب عليكَ فهم هذا |